Bir Zamanlar Midyat'ta
Askerlik için Midyat’a ilk ayak bastığım günler; hüzünlü, tedirgin, şaşkın, heyecanlı, yorgun, umutlu, meraklıyım… Belki de ilk defa bu kadar çok karmaşık duyguyu bir arada yaşıyorum. Bir şehirle tanışmak elbet biraz karmaşık oluyor. İki uçlu değerlendirmelerin arasında beynimiz bir insanı süzer ya biz farkında olmadan, gönlüm işte öyle süzmeye başladı Estel ile Midyat’ı. Minibüs ağır ağır Estel’den Midyat’a ilerlerken yüzümü bir sağa bir sola çevirerek düşüncelere daldım. Arapça bir türkünün sözleri düşüncelerimin arka planını oluşturuyordu. Türkünün verdiği hissiyattan olsa gerek çok dinlemediğim ama ‘her nereden duydumsa’ zihnime yerleşmiş bir türkünün sözlerini hatırladım: Estel Midyat Arası Sevdan Başım Belası Senin Bayan Gözlerin Melhem Yürek Yarası…. Türkünün sözleri zaman zaman kulaklarıma gelirdi bir yerlerden. Estel neresi, Midyat neresi bilmezdim, merak etmezdim. Bana ne idi ki, Estel’den, Midyat’tan! Kaderin cilvesi yolumu Midyat ile birleştirene dek h