Kayıtlar

Mart, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yardımın Bağımlılığı Olur mu?

Resim
Oyun, internet, alışveriş, kumar bağımlılıklarını anladık da yardım bağımlılığı da nerden çıktı diyebilirsiniz?   Yardımın da bağımlılığı olur muymuş diye düşünmeyin. Oluyor, hem de bal gibi oluyor. Yazının sonuna ulaştığınızda yardımın da bağımlılığı olabileceğine ikna olacaksınız.   Yakın tarihten bir misal ile başlayalım. Geçtiğimiz günlerde Sunay Akın’ın AyHırsızı kitabını okumaya başladım. Yazar kitabın birinci bölümünde Vecihi Hürkuş’tan bahşediyor. Vecihi Hürkuş, ülkemizeki ilk pilotlardan. Uçak fabrikası kurma girişimleri oluyor, uçak motoru yapıyor.(1) Bunları okuyunca bir zamanlar uçak motoru yapabiliyormuşuz, diye düşündüm. Daha sonra işin seyrini merakla yeni şeyler öğrendim. Osmanlı Devleti’nin son devirlerinde başlayan uçak yapma girişimleri 1940’lı yıllarda ilerlemeye başlıyor. Birçok alanda olduğu gibi uçak üretilen fabrikalar da gelişiyor. Daha sonra bağımlılık sürecine başlıyoruz. 2. Dünya Savaşı’na katılmasak da Avrupa’da olduğu gibi Türkiye’de de ekonomik s

TavsiyeKitap: Ayaklı Kütüphaneler (5)

Resim
Ayaklı Kütüphaneler Dursun Gürlek Kubbealtı Neşriyat 406 sayfa Arka kapaktan; ‘ Elinizdeki bu kitap, bilgi hazinelerinden birkaç pırlantayı sinesinde barındırıyor. Okuyucuyu "yıldızları konuşturan alim"le, "kafasının içi, müdürlüğünü yaptığı kütüphane kadar zengin olan hoca efendi"yle, "ölüleri dirilten ve mezarlıklara hayat veren biyografi bilgini"yle, "kahvelerde ders veren ünlü tarihçi"yle, "Osmanlı arşivi belgelerini Bulgarların elinden kurtarmak için çırpınan, akmayan çeşmeleri görünce gözyaşı akıtan muallim"le, "Fransız işgal komutanını kütüphanesinden kovan Hafız-ı Kütüp"le, "kitapların ve kitapçıların şeyhi kabul edilen sahhaf"la tanıştırıyor. ’ Mükrimin Halil Yınanç Paris’te bulunduğu zamanlarda müzede bir kitap görür. Osmanlı Devri’ne ait önemli kaynaklardan biri olan Düsturname-i Enveri’dir, bu kitap. Tabii, kitabın tarihi ehemmiyeti bilinmiyordur henüz. Yınanç, müzede kitabı görün

Muhsin Başkan-İktibas#11

Resim
Ölüm her an kapımızı çalabilir. Ne zaman çalacağını kestirmek mümkün değil. Muhsin Yazıcıoğlu bu hakikati, ölüm hakikatini, çok güzel ifade ediyor aşağıdaki dizlerde. Muhsin Yazıcıoğlu'nun vefatının sene-i devriyesinde onun sözlerini paylaşmak istiyorum. Desteklediğimiz partiden olsun-olmasın bir siyasetçinin, gazetecinin yahut bir insanın bu şekilde ölüme terk edilmesini kabullenmekte zorluk yaşıyorum. Muhsin Yazıcıoğlu 25 Mart 2009'da bir helikopter kazası(?) sonucu hayatını kaybetti. Aradan 9 sene geçmişken olayların hala açıklığa kavuşmaması ise ülkemizdeki adaletin boyutunu gözler önüne seriyor. Muhsin Yazıcıoğlu, Gül'in Şavkı, Alperen Yayınları Şimdi bakın! Yoldan geliyoruz. Şimdi yine yola gideceğiz. Hiç birimizin garantisi yok.  Şurada ayakta duranın da,  oturanın da garantisi yok.  Ruh, bir saniyeliktir. 'Püf', dedi mi bir soluktur. Bunun da nereden geleceği, nasıl geleceği, ne şekilde yakalayacağı belli değil. Bir saniye

Hayat Yük müdür, İmkan mıdır?

Resim
Merhaba, Hayat yük müdür, imkan mıdır? Bu soru hakkında görüşlerinizi sormuştum. Hayatı yük olarak mı görüyorsunuz, imkan olarak mı? 2018 © Arif Öztürk

Çekingenlik Hastalık mıdır?-İktibas#10

Resim
Çekingenlik, sadece bir sosyal beceri eksikliğidir. Çekingenlik meselesi hakkında yazı yazmayı düşünüyordum. Fakat aşağıda paylaşacağım yazıyı görünce yazmaktan vazgeçtim. Zira buradaki paragraf çekingenlik meselesini kısa ve öz olarak anlatmış. Çekingenlik, kişinin istek ve ihtiyaçlarını söylemesini ve kendisini ifade etmesini engelleyen olumsuz bir hissiyat, istenmeyen bir kişilik özelliğidir. Ancak çekingenlik kavramı haddini bilmek, edep-erkan ve haya sahibi olmak, mütevazilik, mahcubiyet veya akıllı-uslu olmakla karıştırmamalıdır. Çekingenlik; içe kapanıklık, dış dünyadan kopma ve kendi iç dünyasına yönelme türünden bir kişilik bozukluğu da değildir. Çekingenliği, yetenek eksikliği veya zeka seviyesinin düşüklüğüne bağlı bir pasiflik sorunu olarak görmek de yanlıştır. Çekingenlik, sadece bir sosyal beceri eksikliğidir. Farklı yoğunluk düzeyleri olabilir. Bazı kişiler çekingenliğin verdiği sıkıntıyla bile normal hayatlarını sürdürebilir. Çekingenliğin yoğun olduğu fertler

Çocuklarda Telefon Kullanımı Nasıl Olmalı?

Resim
Ülkenin dört bir köşesinde en çok konuşulan meselelerinden biri de çocukların telefon kullanması meselesidir. Kars'ta bulunduğum senelerde, Mardin'de bulunduğum günlerde ve şu an bulunduğum Sivas'ta en çok karşılaştığım sorulardan biri, çocukların telefon kullanması doğru mudur? Çocukları telefondan nasıl uzaklaştırabiliriz? Telefonu ne kadar süre kullansınlar?  Burada devreye giren bir çok faktör oluyor ve 'çocuklar telefon kullanmasın' şeklinde yaptığımız ihtarlar faydasız kalıyor. Ebeveynler telefonu ellerinden düşürmezse, çocuğu telefondan uzak tutmak mümkün olmuyor. Bir şekilde çocuk telefon vb. teknolojik aletleri kullanmak, onlarla vakit geçirmek istiyor. Bir başka faktör ise telefon ve televizyonun ebeveynin işini kolaylaştırması durumu. Çocuklar farklı bir etkinlik yapmak, çocukla oyun oynamak -zaten çok yoğun olan- ebeveynler için zor olabiliyor. Bu zorluğun karşısında çocuk telefon ile oyun oynarken diğer aile bireyleri başka işler ile meşgul olabil

Şubat'ta Neler okudum? 2018

Sır - Mustafa Kutlu: Şu sıralar iki Mustafa Kutlu ve Mustafa Necati Sepetçioğlu kitapları okuyorum ağırlıklı olarak. Mustafa Kutlu’nun küçük, hayatın içinden hikayelerinden biri Sır. Bir çırpıda okunan, tatlı bir özelliği var kitabın. Akasya ve Mandolin - Mustafa Kutlu: Kutlu’nun gazete yazılarından oluşan bir deneme kitabı. Yazarın hikayeleri yanında okuduğum ilk deneme kitabı. Hikayelerini daha çok sevdim ama. Belki, kitapta yer alan denemeler bundan 15-20 sene öncesini anlattığı içindir. Kitapta öğrendiğim en farklı bilgi, yüksek katlarda oturmanın insan psikolojisine olumsuz etkisi olduğu. İnsan toprağa yakın olmak istiyor demek ki.  Konak - Mustafa Necati Sepetçioğlu: Dünki Türkiye Dizisi’nin 4. kitabı olarak okudum Konak’ı. 3. kitaptan sonra seri Osmanlılar ile devam ediyor. Ertuğrul Bey’den sonra Osman Bey’in bayrağı ele alışı, bu olaylar esnasında toplumun sosyal-kültürel yapısı hakkında ipucu sunuyor kitap.  Anadolu Selçukluları - Ali Öngül: Daha önce okuduğum

Anlamak - İktibas#8

Resim
Sivas Milli Eğitimin kitap okumayı teşvik amacıyla başlatmış olduğu bir proje var. Projede MEB personelinin Şubat ayında okuması için seçilen kitabı(Küçük Ağaç’ın Eğitimi) üniversitedeyken okumuştum. Kitaba göz atmak maksadıyla elime aldım kitabı. Üniversite yıllarına götürdü kitap beni. Ankara Kızılay’da Birleşik Kitabevi var. Kitaplarımı çoğunlukla oradan alırdım. Diğer yerlere göre biraz daha uygundu fiyatlar. Neyse, bunları niye anlatıyorum? Kitabı açtığımda karşıma Birleşik Kitabevi’nin ayracı çıktı. Bu ayraç vesilesi ile düşündüm Kızılay’ı, Birleşik Kitabevi’ni.  Kitapta altını çizdiğim cümleler, sayfa kenarına yazdığım notlar var. Altı çizili cümleler arasından sizin için seçtiğim iktibas aşağıda: Büyükbaba dedi ki anlamak gerekirmiş, Ama birçok insan anlamak istemezmiş, çünkü anlamak zahmetli bir işmiş. Bu yüzden kendi tembelliklerini örtmek içn kelimeler kullanır ve diğer insanlara miskin derlermiş. Küçük Ağaç’ın Eğitimi, Forrest Carter, syf-123 2018 © Arif Öztürk

Çocuk İhmal ve İstismarı

Resim
Çocuk İhmali İ hmal:  Çocuğun beslenme, barınma, giyim, temizlik, oyun, eğitim ve sağlık hizmetinin reddedilmesi ya da yerine getirilmemesidir. Çocuğa bakmakla yükümlü olan kişi çocuğa karşı sorumluluklarını yerine getirmemektedir. Ancak, yetişkinin bu tutumu unutkanlık ve bilgisizlik sonucu oluşmaktadır. İhmalin üç alt boyutu bulunmaktadır. Fiziksel İhmal: Beslenme, giyinme, sağlık kontrolleri gibi şartların yerine getirilmemesi durumunu ifade eder. Eğitimsel İhmal: Çocuğa ihtiyacı olan eğitimin verilmemesi, çocuğun eğitimden mahrum bırakılması gibi ihmalleri ifade eder. Duygusal İhmal: Çocuğun ihtiyaç duyduğu sevgi, ilgi ve yakınlığın gösterilmemesi duygusal ihmali ifade eder. Çocuk İstismarı İstismar: Çocuğunu sağlığını, fiziksel ve psiko-sosyal gelişimini olumsuz etkileyen bilerek veya bilmeyerek yapılan her türlü davranış çocuk istismarı olarak değerlendirilir. Çocuğun sağlığına, hayatına, gelişimine zarar veren fiziksel ve/veya duygusal davranışlar, ticari çık