Ana içeriğe atla

Anlamak - İktibas#8


Sivas Milli Eğitimin kitap okumayı teşvik amacıyla başlatmış olduğu bir proje var. Projede MEB personelinin Şubat ayında okuması için seçilen kitabı(Küçük Ağaç’ın Eğitimi) üniversitedeyken okumuştum. Kitaba göz atmak maksadıyla elime aldım kitabı. Üniversite yıllarına götürdü kitap beni. Ankara Kızılay’da Birleşik Kitabevi var. Kitaplarımı çoğunlukla oradan alırdım. Diğer yerlere göre biraz daha uygundu fiyatlar. Neyse, bunları niye anlatıyorum? Kitabı açtığımda karşıma Birleşik Kitabevi’nin ayracı çıktı. Bu ayraç vesilesi ile düşündüm Kızılay’ı, Birleşik Kitabevi’ni. 
Kitapta altını çizdiğim cümleler, sayfa kenarına yazdığım notlar var. Altı çizili cümleler arasından sizin için seçtiğim iktibas aşağıda:

Büyükbaba dedi ki anlamak gerekirmiş, Ama birçok insan anlamak istemezmiş, çünkü anlamak zahmetli bir işmiş. Bu yüzden kendi tembelliklerini örtmek içn kelimeler kullanır ve diğer insanlara miskin derlermiş. Küçük Ağaç’ın Eğitimi, Forrest Carter, syf-123
2018 © Arif Öztürk

Yorumlar

  1. Anlamaya çalışmak zor iş gibi geliyor genelde. Güzel bir kitaba benziyor. Emeğinize sağlık...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında akıl anlamak için var. Fakat anlamak zahmetine katlanmıyoruz :(

      Sil
  2. Güzeldir Birleşik Kitabevi.. Anılara dönmek iyi geliyor bazen insana :) Kitap ilgimi çekti. Proje de çok güzel. Verimli olur inşallah.

    YanıtlaSil
  3. Güzel bir alıntı :) Ben İstanbul'da okuduğum için bilmem Ankara'nın kitabevlerini :D Kızılay'da birkaç kere bulunmuşluğum var, sanırım Dost kitabevi'ne girmiştim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dost Kitabevi buluşma mekanımızdı. Dost'un önünde beklenirdi beklenenler :)

      Sil
  4. Hiç beklemediğin anda ,beklemediğin bir şeyle,anıların harekete geçmesi hayatın güzel sürprizlerinden.Benim de olur bazen ufacık bir şey neler çağrıştırır.Ardından hatıralar sökün eder.
    İktibas güzelmiş.Anlamak emek gerektirdiği için zor tabi.Ama yaftalamak kolay

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

İlmi sima Nedir? Fizyonomi Nedir?

Geçtiğimiz günlerde ilmi sima hakkında okumalar yaptığımı ifade etmiştim. İlmi sima nedir? Bu sorunun cevabını ve tarihsel sürecini mümkün olduğunca kısa bir şekilde izah etmeye çalıştım.  İlmi sima kısa tanımıyla vücut yapısından hareketle karakter analizi yapılmasını ifade eder. Vücut yapısı ve karakter arasında doğal bir irtibat olduğu inancı ile ortaya çıkan ilmi sima batıda ve bilimsel terminolojide fizyonomi, doğu terminolojisinde ise ilmi feraset, ilmi kıyafet gibi isimlerle bilinir. Bilimsel temelden yoksun olduğu eleştirileri yapılsa da özellikle istihbarat ve güvenlik, satı ve pazarlama alanlarında ilmi sima verilerinden faydalanılmaktadır. Filozoflar bu alana ilişkin açıklamalar yaparken, İslam âleminde bazı ulema ilmi sima bilgilerini kullanmışlardır. Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri Marifetname isimli kapsamlı eserinde ilmi sima konusuna da temas etmiştir: ‘Allah insanı en güzel şekilde süsleyip nurlandırmıştır. Bunun yani sıra, insanlari şekil ve ka...

Anadolu'nun Üç Şems'i

Şems güneş manasını ifade eden bir kelime. Arapça kökenli bir kelime.   Uzun zamandan beri kültür coğrafyamızda kullanılan isimlerimiz arasında yerini almış: Şems, Şemsi, Şemseddin vesaire. Şems ismi ile müsemma olan üç Şems var ki, bunlar tarih ve kültürümüzde yeni ufuklar açan şahsiyetler. Bu üç şahsiyetten Şems-i Tebrizi’yi Mevlana Celaleddin Rumi ile, Akşemseddin’i Sultan Fatih ile irtibatından biliriz. Fakat bir Şems daha vardır ki, O’nu bilenlerimizin sayısı azdır. Bu kişi Şemsi Sivasi Hazretleridir. Şu anda Sivas’ta medfun olup 4. Mehmed devrinde yaşadığı bilinmektedir. Bu yazıda Anadolu’nun üç Şems’i hakkında kısa bilgi verilecektir.   Şemsi Tebrizi Hazretleri Çoğumuzun Hz. Mevlana Celaleddin Rumi ile dostluğundan bildiği bir şahsiyet Şemsi Tebrizi hazretleri. Asıl ismi Mevlana Muhammed olan Şemsi Tebrizi hazretleri bugün İran hudutları içinde olan Tebriz’de dünyaya gelmiştir. Küçük yaşlardan itibaren din ilimlerinde gösterdiği kabiliyetle dikkat çekmiş,...

Yolgeçen Hanı Nerede?

Yolgeçen Hanı/Hasankeyf Günlük hayatta sürekli kullandığımız, anlamını tam anlamıyla bilmediğimiz/düşünmediğimiz bir tabir var: Yolgeçen hanı. Geleni gideni çok olan, sürekli misafiri olan yerler için kullandığımız bir tabir. Kimi zaman ‘ birader burası yol geçen hanı mı?’ şeklinde öfkemizi ifade ederken, kimi zaman ‘bizim mahallenin yolgeçen hanı burası, bu yoldan geçen buraya uğramadan gitmez’ şeklinde espirili bir dille kullandığımız tabir.  Anlamından dolayı kafelere, lokantalara özellikle de yol güzergahında bulunan tesislere verilen isimlerden biri.