Ana içeriğe atla

KitapYorum: Hakikat İncinmesin(35)

Hakikat İncinmesin
Fatma Barbarosoğlu
Profil Kitap
208 sayfa

Özet

Müberra'nın haizn öyküsüyle başlıyoruz okumaya. Sonrasında Bilgenin anlattıkları geliyor. Bilge Müberra'nın kızı. Müberra'nın ve kayınvalidesinin penceresinden anlatılanlar, öğretmenlikten uzaklaştırılan Evren Hoca'nın anlattıklarını okuyunca netleşiyor. 
Dört farklı ağızdan anlatılan olaylar, her şeyin uzaktan ve yakından bakınca farklı olduğunu gösteriyor. 

Dört kadının iç içe geçmiş hatıralarını bazen güldüren, bazen hüzünlendiren bir tempoda okuyoruz. Modern hayatın koşturmacası, kuşak çatışmaları, sosyal medyanın gidişatı, değişen değerlerin durumu gibi konular zorlama olmaksızın, konuşma diliyle tartışılıyor.

Kısa Yorum

Kitapta anlatılanlar, günlük hayatta karşılaştığımız türden olaylar. Yazar bunu sıkıcı olmadan, sürükleyici bir üslup ile kaleme almış. Günlük konuşma dilinde, kendiliğinden akıp giden bir kitap. Kahramanların sadece olaylara bakış açısında değil, kullandıkları dilde de kuşaklar arası farklılıklar hissediliyor. Yazar bunu ustaca kullanmış. 
Babaanne-gelin-torun arasındaki kuşak farklılıkları, sosyal medyanın herkesi görünmek istediği gibi göstermesi, süratle değişen kültür ve değerler... Kitapta işlenen konulardan.

İktibaslar...

"Celal Bey-' Yazmak yaralara merhemdir, 'derdi. Yazmak bazen de yararlanmaktır hocam, diyemedim. Dediğim anda hikayeme geri dönmem gerekecekti. Yazmanın yaralanmak olduğunu bilen kaç kişiyiz şu yeryüzünde? " sayfa-95

"İnsan kaderine doğru mu gider yoksa kaderi mi her halükarda insanı bulur.Kader kendisine gittiğimiz midir kendisinden kaçtığımız mı?" sayfa-195

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

İlmi sima Nedir? Fizyonomi Nedir?

Geçtiğimiz günlerde ilmi sima hakkında okumalar yaptığımı ifade etmiştim. İlmi sima nedir? Bu sorunun cevabını ve tarihsel sürecini mümkün olduğunca kısa bir şekilde izah etmeye çalıştım.  İlmi sima kısa tanımıyla vücut yapısından hareketle karakter analizi yapılmasını ifade eder. Vücut yapısı ve karakter arasında doğal bir irtibat olduğu inancı ile ortaya çıkan ilmi sima batıda ve bilimsel terminolojide fizyonomi, doğu terminolojisinde ise ilmi feraset, ilmi kıyafet gibi isimlerle bilinir. Bilimsel temelden yoksun olduğu eleştirileri yapılsa da özellikle istihbarat ve güvenlik, satı ve pazarlama alanlarında ilmi sima verilerinden faydalanılmaktadır. Filozoflar bu alana ilişkin açıklamalar yaparken, İslam âleminde bazı ulema ilmi sima bilgilerini kullanmışlardır. Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri Marifetname isimli kapsamlı eserinde ilmi sima konusuna da temas etmiştir: ‘Allah insanı en güzel şekilde süsleyip nurlandırmıştır. Bunun yani sıra, insanlari şekil ve ka...

Anadolu'nun Üç Şems'i

Şems güneş manasını ifade eden bir kelime. Arapça kökenli bir kelime.   Uzun zamandan beri kültür coğrafyamızda kullanılan isimlerimiz arasında yerini almış: Şems, Şemsi, Şemseddin vesaire. Şems ismi ile müsemma olan üç Şems var ki, bunlar tarih ve kültürümüzde yeni ufuklar açan şahsiyetler. Bu üç şahsiyetten Şems-i Tebrizi’yi Mevlana Celaleddin Rumi ile, Akşemseddin’i Sultan Fatih ile irtibatından biliriz. Fakat bir Şems daha vardır ki, O’nu bilenlerimizin sayısı azdır. Bu kişi Şemsi Sivasi Hazretleridir. Şu anda Sivas’ta medfun olup 4. Mehmed devrinde yaşadığı bilinmektedir. Bu yazıda Anadolu’nun üç Şems’i hakkında kısa bilgi verilecektir.   Şemsi Tebrizi Hazretleri Çoğumuzun Hz. Mevlana Celaleddin Rumi ile dostluğundan bildiği bir şahsiyet Şemsi Tebrizi hazretleri. Asıl ismi Mevlana Muhammed olan Şemsi Tebrizi hazretleri bugün İran hudutları içinde olan Tebriz’de dünyaya gelmiştir. Küçük yaşlardan itibaren din ilimlerinde gösterdiği kabiliyetle dikkat çekmiş,...

Yolgeçen Hanı Nerede?

Yolgeçen Hanı/Hasankeyf Günlük hayatta sürekli kullandığımız, anlamını tam anlamıyla bilmediğimiz/düşünmediğimiz bir tabir var: Yolgeçen hanı. Geleni gideni çok olan, sürekli misafiri olan yerler için kullandığımız bir tabir. Kimi zaman ‘ birader burası yol geçen hanı mı?’ şeklinde öfkemizi ifade ederken, kimi zaman ‘bizim mahallenin yolgeçen hanı burası, bu yoldan geçen buraya uğramadan gitmez’ şeklinde espirili bir dille kullandığımız tabir.  Anlamından dolayı kafelere, lokantalara özellikle de yol güzergahında bulunan tesislere verilen isimlerden biri.