Modern Zamanlardan 3 Gezi Yazısı Kitabı

Gezi yazıları her zaman ilgi gören kitaplar arsında yer alıyor. Bir köyün, ülkenin, kültürün, coğrafyanın, tarihin şahidi olarak gezi yazıları muhtevasında önemli bilgiler barındırır. Evliya Çelebinin Seyahatnamesi, İbni Fadlan Seyahatnamesi ve İbni Battuta Seyahatnamesi çok bilinen bazı seyahatnameler.
Seyahatname, diğer adıyla gezi yazısı her devirde olan bir tür. Bu yazıda okuyup etkilendiğim 3 gezi yazısı kitabını anlatacağım. 

1. Bir Çay Daha Lütfen

Bir bardak çay ne kadar önemlidir? Bir kitaba isim olmaya değer mi? Kahvenin kırk yıllık hatırını hepimiz biliyoruz. Fakat çayın kıymeti nereden geliyor?
Katherina Branning, Amerikalı bir sanat tarihçisi. Kitaba, Osmanlı Dönemi'nin zarif sanat anlayışına duyduğu hayranlıkla başlıyor. Ve bu hayranlığın peşinde Türkiye şehirlerinde, köylerinde dolaşmaya başlıyor. Osmanlı Devleti'niz sanat anlayışına hayranlığı onu Osmanlı İstanbul'unda birkaç yılını geçiren Lady Mary ile kendini kıyaslıyor. Daha doğrusu Lady Mary'den aldığı ilhamla Türkiye'yi dolaşıyor. Türkiye'de geçirdiği günlerin ardından Lady mary'ye şöyle sesleniyor: 'ayrılırken arkamdan seslenen insanlar, yolculuğumun su gibi akıp gitmesi için bir dua olmak üzere arkamdan su döken kadınlar oldu. Otobüslere bindiğimde çiçekler, hediyeler sunuldu. Benim kendi ailem bana bu şekilde bir sevgi ve ilgi göstermedi, ya seninki Lady Mary?'
Katherina Branning, Osmanlı zerafetine hayran olsa da Türkiye'ye gelip gittiği 30 yıl daha çok Selçuklu eserlerini görmekle geçecektir. Zira, yazarı Türkiye'ye çeken şey, Paris'te, bir derste gördüğü Gek Medrese fotoğrafı olacaktır.

Özellikle Selçuklu eserlerinin, Kayseri, Sivas bölgesinin tarihi dokusunu ele alan Branning, yöre insanının misafirperverliğini, cömertliğini gözler önüne seriyor. Defalarca yaptığı geziler ile kendisini Türk gibi hisseden, kültürümüze ve insanlarımıza aşina hale gelen bir yazar, Katherina Branning. Kitabı okurken, sahipsizlikten ahıra dönmüş tarihi kervansaray için üzülecek, bizim önünden geçerken bile dikkat etmediğimiz, fakat Paris'te fotoğrafıyla görenleri kendine hayran bırakan Sivas Gök Medrese çinileri vesilesiyle ecdadımız ile gururlanacaksınız. Hem tarihi bir yolculuk yapacak, hem de bir yabancı gözünden insanımızın analizini okuyacaksınız. 
Konuyla alakasız belki ama, Katherina Branning, ülkemizi gerçekten sevmiş olmalı ki, Tokat'tan ev almış. Detaylar linkte. http://www.tokat.gov.tr/amerikali-yazar-katharine-branning-sulu-sokaktan-ev-aldi
Bir bardak çay neden önemlidir? Katharina Biranning'in ağzından dinleyelim:


2. Madagaskar'dan Moğolistan'a İslamiyetin Büyük İzleri


Rivayet edildiğine göre, Peygamber Efendimiz'in(s.a.v) veda hutbesinde 124 bin sahabe hazır bulunmuş. Peygamberimiz'in(s.a.v) ahirete irtihalinden sonra, bu sahabe-i kiram hazeratı dünyanın dört bir yanına dağılmış. İslamı anlatmış. İsimleri unutulsada anlattıkları yüce dinin izleri bugünlere kadar ulaşmış. İşte bu kitap, Madagaskar'dan Moğolistan'a İslamiyetin Büyük İzleri, o devirden bugüne ulaşan izlerin peşine düşüyor. Bu durum kitabın arka kapağında şöyle ifade ediliyor: 'Devri zamanında bir beldeyi ihya ettiği halde ismi kalmayan, sadece İslamiyet için yaptıklarının izi kalanların... BÜYÜK İZLERİNİ GÖRECEKSİNİZ.'
Kitap alışılmışın dışında gezi yazılarından oluşuyor. Her ülkenin sonunda güncel gezi notları seyahate çıkmak isteyenler için kıymetli tavsiyeleri içeriyor. Yavru vatan Kıbrıs ile başlayan gezi, Brezilya, Endonezya, Madagaskar, Bangladeş gibi ülkelerle devam ediyor. Orta Asya bölgesiyle nihayet buluyor. 
Gittikleri ülkelerde İslamiyetin dünü ve bugününü görüyor, yarın için ümitleniyorsunuz. Nasıl ümitlenmeyeceksiniz ki, gene arka kapakta ifade edildiği gibi; 'Dünyanın en uzak adasında bile insanların aralarında sessizce dolaşıp onlar için dua edenler var.'
Ayrıca kitap, son yazımda tavsiye etiğim İnsan ve Hayat Kitaplığı'ndan çıkma.

3. Üsküpten Kosova'ya

Yavuz Bülent Bakiler'in kuvvetli kaleminden çıkma bir eser. Bakiler Balkanlara ilk defa gittiği 1976 ve yaptığı gezide gördüklerini anlatıyor. Seneler önce kitabı okurken duygusal anlar yaşadığımı, yazarın şahit olduğu hadislerden çok etkilendiğimi söylemeliyim. Bunda Bakiler'in etkileyici üslubu ve şiir gibi anlatımı mutlaka çok etkili oldu.

Malum olduğu üzere Balkanlar uzun süre Osmanlı hakimiyetinde, Türk nüfusun yoğun yaşadığı bir bölge idi. Üsküp'ten Kosova'yı okurken, ecdad yadigari mimari yapıların hazin durumu, hafızalardan silinmeye çalışılan İslamiyet ve Türk varlığı. Okurken bolca hüzünlendiğim, çoğunlukla kendimi Mostar Köprüsü'nün eşsiz güzelliğini seyrederken bulduğum, kimi zaman da eski bir Türk çarşısında dolaştığım izlenimine kapıldığım oldu.

Yavuz Bülent Bakiler'in şairliğini de hatırlamak babında onun bir şiiriyle veda edelim.




Yorumlar

  1. Güzel ve benim hiç duymadığım kitaplar. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  2. Yorum için teşekkürler. İktabısınıza bakacağım hemen.

    YanıtlaSil
  3. oyyy saoool özellikle üçüncüyü okumak isteriim :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Anadolu'nun Üç Şems'i

İlmi sima Nedir? Fizyonomi Nedir?

Kozalağın Hikayesi