Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Anın Hikayesi: İki Ağaç, İki Mizaç

  Geçtiğimiz  günlerde  bir  danışan  anneyle  görüşüyordum.  İki  çocuğundan  bahsetti.  Aynı  anne  baba,  aynı  ev  ortamı...  Ama  çocuklar  bambaşka.  Biri  içine  kapanık,  sessiz  ve  hassas;  diğeri  öfkeli,  zaman  zaman  saldırgan  davranışlar  sergileyen  bir  yapıda. “ Neden  bu  kadar  farklılar?”  diye  soruyordu. Bu  konuşmadan  birkaç  gün  sonra  doğada  yürüyüş  yaparken  bir  görüntü  dikkatimi  çekti:  Yan  yana  büyümüş  iki  ağaç…  Aynı  toprağa  kök  salmışlar,  muhtemelen  kökleri  birbirine  dolanmış durumda .  Ama  biri  koyu  yeşil,  sık  ve  gür  bir  çam;  diğeri  ise  açık  yeşil...

Yıllar Sonra Yeniden: “Ben” Değeri Tiryakiliği

  Bazı kitaplar vardır, sadece bir kez okunmaz. Yıllar geçse de bir şey seni tekrar onlara çeker. A. Kadir Özer’in “Ben” Değeri Tiryakiliği benim için o kitaplardan biri. İlk kez üniversite yıllarımda okumuştum. O zamanlar hayatın karmaşası yeni başlıyordu; kim olduğumu, ne olmak istediğimi sorguladığım bir dönemdeydim. Kitapla tanışmam, içsel dünyama tutulan güçlü bir aynaydı. O aynada gördüklerim rahatsız edici ama aynı zamanda dönüştürücüydü. Yıllar sonra, bir kitap tahlil grubunda tekrar okudum. Bu sefer farklı bir bakış açısıyla, daha olgun bir zihinle. Kitabın bazı cümleleri hâlâ aynı yerden vuruyordu ama artık başka katmanları da fark etmeye başlamıştım. Sayfa kenarlarındaki notlarım, çizdiğim cümleler, kitabın köşesi kıvrılmış sayfaları arasında dolaşırken kendimle de yeniden karşılaştım. Bugün elimde yine aynı kitap var. Kapak yıpranmış, bazı sayfalar sararmış. Ama etkisi hâlâ taze. “Ben” Değeri Tiryakiliği, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil. Farkında olmadan içine s...

Anın Hikayesi: Işığın İçinden

Bulutların bir görünüp bir kaybolduğu, yağmurun bir anda bastırıp, hemen peşinden yerini güneşe bıraktığı bir bahar ikindisi... Hava ne tamamen kararıyor, ne de tam olarak aydınlanıyor.  Bir tarlanın, yemyeşil ekinlerin ortasında tek başına duran bir ağaç, her zamankinden daha belirgin, daha canlı. Işığın açısı, gökyüzünün tonu, belki de içimin hali, onu olduğundan daha dikkat çekici kılmıştı. Çevrenin her haline aşina olduğumu sanıyordum. Biliyorum, her gün oradaydı. Ama o ağacı ilk defa gerçekten fark etmiştim. İlk kez bu kadar net gördüm. Sanki ağaç da tam o anda orada olmak istemişti. Sanki birlikte bir an kurmuştuk; gelip geçici ama iz bırakıcı bir an. Doğanın içinde, zamanın dışında, düşüncenin eşiğinde bir duraklama. Her gün geçtiğim yolda arabayla ilerliyordum. Önce arabayı yavaşlattım, sonra durdum. Bazen hayat, tam da böyle bir karede saklı oluyor. Her şey aynı gibi görünürken, farkındalık bir şeyin içinden geçiveriyor. Aynı yol, aynı ağaç, ama başka bir ben. O an, içim...

Derkenar: Büyüyünce ne olmak istiyorsun?

  “Büyüyünce ne olmak istiyorsun?” – “İyi kalpli.” Bu cümleyi Charlie Mackesy’nin  Çocuk, Köstebek, Tilki ve At  kitabında okuduğumda, bir süre sadece durdum. Sade ama çarpıcı. İçten ama unuttuğumuz bir cevap. Çocuklara büyüyünce ne olmak istediklerini sorarım: doktor, mühendis, avukat, polis, futbolcu… Liste uzar gider. Ama “iyi kalpli” olmak, çoğu zaman bu listede kendine yer bulamaz. Çünkü büyümek demek, bir meslek edinmek, para kazanmak, bir yere “gelmek” gibi düşünülür. Oysa ne kadar “iyi” bir yere geldiğimiz değil, oraya giderken ne kadar iyi kaldığımız önemlidir. Mackesy’nin kitabı bir çocuk kitabı gibi görünse de her yaştan insana hitap eden bir iç yolculuk. Dört karakterin – çocuk, köstebek, tilki ve at – arasındaki diyaloglar, hayata dair sade ama derin cümlelerle dolu. Bu kitabı okurken hissettiğim şey şu: Her sayfa, kalbimize bir iyilik tohumu bırakabilir. Bugünün dünyasında iyilik, belki de en çok ihtiyaç duyduğumuz ama en kolay unuttuğumuz şeylerden biri. Ek...

Derkenar: Eğitimde Ferdi Farklılıklar ve Peygamber Efendimizin (sav) Yaklaşımı

Abdülfettah Ebu Gudde'nin Bir Eğitimci Olarak Hazreti Muhammed(sav) ve Öğretim Metodları isimli kitabını az önce bitirdim. Ebu Gudde, Peygamber Efendimi Hazreti Muhammed'in(sav) kullandığı 40 farklı metodu hadisi şeriflerden misaller vererek açıklıyor. Bu haliyle kitap eğitimcilere rehber olabilecek nitelikte. Her eğitimcinin istifade edebileceği, faydalanacağı bir metod mutlaka olacaktır. Bu metodlar arasında benim dikkatimi çekenler de var. Ancak bir tanesi daha ön plana çıktı:  Öğrenenlerin Ferdi Farklılıklarını Göz Önünde Bulundurması. Peygamber Efendimiz (sav), insanları eğitme ve öğretme konusunda her yönüyle örnek alınması gereken bir şahsiyettir. Öğretim konusunda dikkat ettiği şeylerden biri, karşısındaki kişinin anlayacağı şekilde, onun kavrayışına, algısına vs. özelliklerine dikkat ederek bireysel farklılıklara dikkat ederek öğretim yapmasıdır. Peygamber Efendimiz (sav), öğrettiklerini dinleyicilerin akıl seviyesine göre uyarlayarak, her bireyin algı düzeyine uygun b...

Bilinçsiz Dönüşüm

Franz Kafka'nın  Dönüşüm romanında  Gregor Samsa'nın böceğe dönüşmesi, sadece fiziksel değil, aynı zamanda ruhsal bir çöküşü simgeler. Samsa, önüne konan yiyecekler arasından çürümüş sebzeler, bayatlamış peynir gibi yiyecekleri taze ve temiz olanlarına tercih etmeye başlamıştır. Dönüşüm sonrası tercihleri de değişmiş; taze, temiz, iyi ve güzel olanı değil; bayat ve çürük olanı tercih etmeye başlamıştır. ***** Farkında olmadan yapılan yanlış seçimler, insanın içsel değerlerinden uzaklaşmasına ve kötü, çirkin olanı tercih etmesine sebep olur. İyi, güzel ve doğru olanı seçme becerisi, bilinçli bir dönüşüm gerektirir. Aksi halde, dönüşüm bilinçsizce yapılır ve insan kaybolur. Modern dünyada ise dönüşüm daha da karmaşık hale gelir. Teknoloji, medya ve toplumsal baskılar, bireylerin iç seslerini bastırır ve yanlış tercihleri normalleştirir. Bu puslu ortamda insanlar, dışsal tatmin peşinde koşarken, içsel değerlerden uzaklaşır. Zenginlik, popülerlik gibi geçici ödüller, gerçek mutlul...

Eğitim Eğlence midir?

Geçenlerde nir köşe yazısı okumuştum. Güncel olmayan, bir kaç sene öncesinden kalma bir yazıydı. Yazar, İngiltere'ye gidip orada gördüğü bir kaç husustan söz ediyordu. Orada bir kaç liseyi görme fırsatı bulan yazar, gördüklerini anlatıyor. İngiltere'nin en iyi lisesi olarak gösterilen, karma eğitimin olmadığı bir erkek lisesi bunlardan biri. Burada öğrencilerin neredeyse hiç boş zamanı yok. Dolu dolu ve yoğun bir program söz konusu. Kılık kıyafetten tutun da, beslenme ve temizlik alışkanlıklarına kadar ciddi bir kural ve disiplin mevcut. Öğrencilerin kendileriyle başbaşa kaldıkları az bir zaman dışında program devam ediyor. Ülkenin en iyi lisesinin durumu bu. Gördüklerine şaşıran yazar, oradaki görevliye bir soru soruyor: "Reklam broşürlerinde çimlere uzanmış yatan, ağaçların altında gitar çalan öğrenciler varken, okulda ciddi bir program hakim. Eğlenen, gitar çalan kimseyi görmedim. Bu durum tuhafıma gitti." Görevlinin cevabı şu oluyor: "O reklamlar yabancı öğre...