Masal Gibi Gerçekler


Zamanın seyri boyunca var’lar yok'a karışmış, var'lar başka varlıklara dönüşmüş. Zaman ve mekana dair var olanlar müddetini tamam ettikten sonra yokluk hırkasına bürünmüş, göze ırak görünmüş. İnsanların dilinde, katiplerin mürekkkebinde kelama dönüşmüş. Dilden dile ülkeler dolaşan efsaneler, hikayeler, güzellikler, aşklar bu kelamlardan başkası değil: Babilin ihtişamlı bahçeleri, Hz. Süleymanın serveti, Büyük İskenderin fetihleri, Leyla ile Mecnunun hikayeleri, Alamutun fedaileri.

Var olanın -bir anda- yokluğa geçişi bir varmış bir yokmuş şeklinde tezahür ederek dilimize yerleşmiş. Bir varmış bir yokmuş diye anlatılagelen masallarımız ağır ağır yokluk çizgisine doğru yaklaşmaktayken eskilerin masal diye anlattıkları hayatın gerçekleri olmaya başlamış. Şöyle bir farkla ki, hayatta iyiler her zaman kazanmıyor. Hatta iyiler çoğu zaman kaybediyor.

Devler, cadılar, prensler, prensesler; kötü kalpli insanlar, iyi kalpli insanlar çeşitli maskelerin ardında dahil oluyorlar hayatımıza:
  • Takım elbiseli kralların gözü garibanın sofrasında, büyükanne kılığındaki kurtların eli uzadıkça uzuyor.
  • Ekonomi devleştikçe dev rantlar dönüyor devlerin masasında. Devler her geçen gün daha çok insanı yiyor gücünü baki kılmak için. 
  • Uçan otlardan mamül cadı süpürgelerinin yerini uçmayı kolaylaştıran antibiyotikler, antidepresanlar, sakinleştirici ilaçlar alırken, cadılar artık süslü kıyafetlerin içinde modern cadılık yapıyor.
  • Kötü kalpli tefecilerin yerini iyilik meleği görünümünde insanlar alıyor. İyilik melekleri her geleni prens/prenses edasında hoşnut tutmaya çalışırken tefecilik yasallaşıyor. 
  • Kızlar unuttu periliklerini, insan yiyen devlerin masasında mezeliğe terfi ediyor. İki günlük aşkların gölgesinde insanlar kendini prens/prenses sanıyor.
  • Halk kocaman ekranların karşısında devlerin ziyafetine alkış tutmaya, lokma olma sırasının gelmesini beklemeye devam ederken, devler daha da devleşiyor.
  • Yoklukla imtihan olunan ve kraldan daha kralcı geçinen kitleler hakikate giden yollara taş koyuyor.
  • Zaman seyrine devam ediyor, birileri 'güneşi balçıkla sıvama' uğraşından geri durmasa da varlar gene yoklara karışıyor.

Yorumlar

  1. Yani herkes kendi masalını yaşarken, insanlık ve dünya derin bir karanlığa gömülüyor. Bir varmış bir yokmuş misali tüm iyilikler ve doğrular yer yüzünden siliniyor. Kötülük hep aynı kötülük, sadece maskeler ve adlar değişiyor, düzen hep aynı düzen, insanlık tarihin belli dönemeçleri hariç hep uykuda. Güzel bir yazıydı, kaleminize sağlık. :)
    Ayrıca blog tasarımı da çok hoşuma gitti sade ve kullanışlı, tebrik ederim. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maalesef insanlık her geçen gün kötüye gidiyor. Dediğiniz gibi maskeler ve adlar değişse de kötülük hep aynı kalıyor.
      Blogu ve yazıyı beğenmenize sevindim. Teşekkür ederim.

      Sil
  2. Yazıyı çok güzel anlatmışsınız eskiden kötü kurt derdik ama kötü kurdu arar olduk sanırım blogunuzda dolanmaya devam o zaman ....

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Anadolu'nun Üç Şems'i

İlmi sima Nedir? Fizyonomi Nedir?

Kozalağın Hikayesi