Ana içeriğe atla

Dini ve Tecrübi Bilgiler Işığında Unutma Sebepleri



İslam inancında unutmanın en önemli sebebinin günah işlemek olduğu, Kur’an-ı Kerim okumak, namaz kılmak gibi dini vecibeleri yerine getirmenin unutmayı azalttığı vurgulanmaktadır.

    • İmam Şafii Hazretleri hocasına unutmaktan şikayette bulununca, hocası unutmaya günahların sebep olduğunu, en küçük günahtan dahi sakınması gerektiğini söylemiştir.
    • Çok günah işlemek, müstehcen şeylerle ikgilenmek, gözün harama bakması, hamamda bevl(idrar) etmek gibi etkenlerin de unutmaya sebep olduğu söylenmektedir.
    • 'Gözden ırak olan gönülden de ırak olur' sözünün ifade ettiği gibi kullanılmayan bilgiler unutulur. 
    • Erzurumlu İbrahim Hakkı Marifetname isimli eserinde unutma sebeplerini şu şekilde sıralamaktadır: 
      1. Çok isyandır.
      2. Çok gam ve hüzündür.
      3. Çok alaka ve şuğuldur(gaflet, çok meşguliyet)
      4. Taze kişniş yemektir
      5. Ekşi elma yemektir
      6. Deve katarı arasından geçip gitmektir
      7. Ense çukurundan kan aldırmaktır
      8. Kabir levhalarını okumaktır
      9. Asılmışın yüzüne bakmaktır
      10. Diri biti yere atmaktır.


  • Neleri unuturuz, neleri unutmayız... okumak için tıklayın.
  • Unutma Sebepleri Nelerdir? Okumak için tıklayın.

Yorumlar

  1. Nisyan isyandandır derler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet o sözü duymuştum. Katkınız için teşekkürler...

      Sil
  2. Namaz kılmanın unutmayı azalttığını bilmiyordum.Teşekkürler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bende bilmiyordum. Konuyu araştırırken öğrendim. Ben teşekkür ederim :)

      Sil
  3. Faydalı ve Akıcı yazınız için teşekkür ederim, blogumu izlemeye alırsanız sevinirim http://hastaliktakip.blogspot.com.tr/

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

İlmi sima Nedir? Fizyonomi Nedir?

Geçtiğimiz günlerde ilmi sima hakkında okumalar yaptığımı ifade etmiştim. İlmi sima nedir? Bu sorunun cevabını ve tarihsel sürecini mümkün olduğunca kısa bir şekilde izah etmeye çalıştım.  İlmi sima kısa tanımıyla vücut yapısından hareketle karakter analizi yapılmasını ifade eder. Vücut yapısı ve karakter arasında doğal bir irtibat olduğu inancı ile ortaya çıkan ilmi sima batıda ve bilimsel terminolojide fizyonomi, doğu terminolojisinde ise ilmi feraset, ilmi kıyafet gibi isimlerle bilinir. Bilimsel temelden yoksun olduğu eleştirileri yapılsa da özellikle istihbarat ve güvenlik, satı ve pazarlama alanlarında ilmi sima verilerinden faydalanılmaktadır. Filozoflar bu alana ilişkin açıklamalar yaparken, İslam âleminde bazı ulema ilmi sima bilgilerini kullanmışlardır. Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri Marifetname isimli kapsamlı eserinde ilmi sima konusuna da temas etmiştir: ‘Allah insanı en güzel şekilde süsleyip nurlandırmıştır. Bunun yani sıra, insanlari şekil ve ka...

Anadolu'nun Üç Şems'i

Şems güneş manasını ifade eden bir kelime. Arapça kökenli bir kelime.   Uzun zamandan beri kültür coğrafyamızda kullanılan isimlerimiz arasında yerini almış: Şems, Şemsi, Şemseddin vesaire. Şems ismi ile müsemma olan üç Şems var ki, bunlar tarih ve kültürümüzde yeni ufuklar açan şahsiyetler. Bu üç şahsiyetten Şems-i Tebrizi’yi Mevlana Celaleddin Rumi ile, Akşemseddin’i Sultan Fatih ile irtibatından biliriz. Fakat bir Şems daha vardır ki, O’nu bilenlerimizin sayısı azdır. Bu kişi Şemsi Sivasi Hazretleridir. Şu anda Sivas’ta medfun olup 4. Mehmed devrinde yaşadığı bilinmektedir. Bu yazıda Anadolu’nun üç Şems’i hakkında kısa bilgi verilecektir.   Şemsi Tebrizi Hazretleri Çoğumuzun Hz. Mevlana Celaleddin Rumi ile dostluğundan bildiği bir şahsiyet Şemsi Tebrizi hazretleri. Asıl ismi Mevlana Muhammed olan Şemsi Tebrizi hazretleri bugün İran hudutları içinde olan Tebriz’de dünyaya gelmiştir. Küçük yaşlardan itibaren din ilimlerinde gösterdiği kabiliyetle dikkat çekmiş,...

Yolgeçen Hanı Nerede?

Yolgeçen Hanı/Hasankeyf Günlük hayatta sürekli kullandığımız, anlamını tam anlamıyla bilmediğimiz/düşünmediğimiz bir tabir var: Yolgeçen hanı. Geleni gideni çok olan, sürekli misafiri olan yerler için kullandığımız bir tabir. Kimi zaman ‘ birader burası yol geçen hanı mı?’ şeklinde öfkemizi ifade ederken, kimi zaman ‘bizim mahallenin yolgeçen hanı burası, bu yoldan geçen buraya uğramadan gitmez’ şeklinde espirili bir dille kullandığımız tabir.  Anlamından dolayı kafelere, lokantalara özellikle de yol güzergahında bulunan tesislere verilen isimlerden biri.