Ana içeriğe atla

Yorgun Yüreğim


Kara sevda döküldü başımdan aşağı
Birikti altında ayaklarımın.
Ayaklarım
Çakılı kaldı olduğu yerde.
Prangalar vurulmuş gibi
Kocaman çiviler çakılmış gibi.
Ellerim, çaresizliğin vehminde
Titredikçe titredi
Durduramadım.

Feri tükenmiş dizlerim
Hükmümden rızasını çekip
İsyan türküleri fısıldayan düşüncelerime 
Ortak olunca
Oldu her ne olduysa
Fersiz dizlerime hükmüm geçmedi
Adım atamadım
Dizlerime kadar çıkan bataklığını içinde
Çırpındıkça battım. 
Battıkça çırpındım.

Ayaklarım, ellerim
Derken
Bütün bedenim…

Yüreğime ölüm sükutu
doldu göz pınarlarımdan
Dingin akan bir derenin hışmı
Ortalığı kasıp kavuran rüzgarın sükutu
Hepsi yüreğimde
Yorgun yüreğim.

Yorumlar

  1. Yorgun yüreğim. Her gece baş ucumda dertleştiğim. Bana sırtını dönmeyenim. Ne güzel dizeler.

    YanıtlaSil
  2. Geçici bir yorgunluk olmasını dilerim.Sevgilerimle :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. TEz vakitte geçeceğini ümit ediyorum.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

İlmi sima Nedir? Fizyonomi Nedir?

Geçtiğimiz günlerde ilmi sima hakkında okumalar yaptığımı ifade etmiştim. İlmi sima nedir? Bu sorunun cevabını ve tarihsel sürecini mümkün olduğunca kısa bir şekilde izah etmeye çalıştım.  İlmi sima kısa tanımıyla vücut yapısından hareketle karakter analizi yapılmasını ifade eder. Vücut yapısı ve karakter arasında doğal bir irtibat olduğu inancı ile ortaya çıkan ilmi sima batıda ve bilimsel terminolojide fizyonomi, doğu terminolojisinde ise ilmi feraset, ilmi kıyafet gibi isimlerle bilinir. Bilimsel temelden yoksun olduğu eleştirileri yapılsa da özellikle istihbarat ve güvenlik, satı ve pazarlama alanlarında ilmi sima verilerinden faydalanılmaktadır. Filozoflar bu alana ilişkin açıklamalar yaparken, İslam âleminde bazı ulema ilmi sima bilgilerini kullanmışlardır. Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri Marifetname isimli kapsamlı eserinde ilmi sima konusuna da temas etmiştir: ‘Allah insanı en güzel şekilde süsleyip nurlandırmıştır. Bunun yani sıra, insanlari şekil ve ka...

Anadolu'nun Üç Şems'i

Şems güneş manasını ifade eden bir kelime. Arapça kökenli bir kelime.   Uzun zamandan beri kültür coğrafyamızda kullanılan isimlerimiz arasında yerini almış: Şems, Şemsi, Şemseddin vesaire. Şems ismi ile müsemma olan üç Şems var ki, bunlar tarih ve kültürümüzde yeni ufuklar açan şahsiyetler. Bu üç şahsiyetten Şems-i Tebrizi’yi Mevlana Celaleddin Rumi ile, Akşemseddin’i Sultan Fatih ile irtibatından biliriz. Fakat bir Şems daha vardır ki, O’nu bilenlerimizin sayısı azdır. Bu kişi Şemsi Sivasi Hazretleridir. Şu anda Sivas’ta medfun olup 4. Mehmed devrinde yaşadığı bilinmektedir. Bu yazıda Anadolu’nun üç Şems’i hakkında kısa bilgi verilecektir.   Şemsi Tebrizi Hazretleri Çoğumuzun Hz. Mevlana Celaleddin Rumi ile dostluğundan bildiği bir şahsiyet Şemsi Tebrizi hazretleri. Asıl ismi Mevlana Muhammed olan Şemsi Tebrizi hazretleri bugün İran hudutları içinde olan Tebriz’de dünyaya gelmiştir. Küçük yaşlardan itibaren din ilimlerinde gösterdiği kabiliyetle dikkat çekmiş,...

Yolgeçen Hanı Nerede?

Yolgeçen Hanı/Hasankeyf Günlük hayatta sürekli kullandığımız, anlamını tam anlamıyla bilmediğimiz/düşünmediğimiz bir tabir var: Yolgeçen hanı. Geleni gideni çok olan, sürekli misafiri olan yerler için kullandığımız bir tabir. Kimi zaman ‘ birader burası yol geçen hanı mı?’ şeklinde öfkemizi ifade ederken, kimi zaman ‘bizim mahallenin yolgeçen hanı burası, bu yoldan geçen buraya uğramadan gitmez’ şeklinde espirili bir dille kullandığımız tabir.  Anlamından dolayı kafelere, lokantalara özellikle de yol güzergahında bulunan tesislere verilen isimlerden biri.