Ana içeriğe atla

Amak-ı Hayal - Filibeli Ahmed Hilmi I KitapYorum(4)


Şu sıralar Filibeli Ahmet Hilmi’nin Amak-ı Hayal’ini okuyorum. Henüz sonuna ulaşamamış olmama rağmen oldukça etkilendiğimi söylemeliyim. Amak-ı Hayal, Hayalin Derinlikleri anlamına geliyor. Kitapta olaylar, Raci’nin hayal aleminde gerçekleşen olaylar çerçevesinde ilerliyor. Kitabın iki karakteri Raci ve Aynalı. Aynalı Raci’ye hocalık yapar vaziyette. Aynalı’nın mekanında buluşup, kahve eşliğinde sohbet ederken, Aynalı ney çalmaya başlar. Raci’nin hayalleri Aynalı’nın ney çaldığı süre içinde gerçekleşir. 
Kitabı daha iyi anlamak ve analiz edebilmek için temel tasavvuf bilgisinin, İran, Hint, Uzakdoğu ve Yunan mitolojisinin bilinmesi faydalı olacaktır. 
Kitabın her cümlesi başlı başına bir değerlendirme konusu. İnsanı derin düşüncelere sevk ediyor. Bu yüzden kitabın genel değerlendirmesini yapmak uzun sürecektir. sayfalara sığmayacaktır. O yüzden sadece diğer bölümlere oranla daha fazla dikkatimi çeken kısımlar hakkında düşüncelerimi yazacağım.

- Raci, Aynalı’nın mekanında gene hayaller dalmıştır. Hayal aleminde bulunduğu mekanda, iyiliği temsil eden Hürmüz ile kötülüğü temsil eden Ehrimen arasında savaş olmaktadır. Ehrimen ‘nifak’ adlı savaşçısını öne çıkarır ilk önce. Nifak’ın karşısında kimse duramaz. Ta ki, Hürmüz ‘Sevgi’yi Nifak’ın karşısına gönderineceye kadar. Sevgi Nifak’ı mağlup eder. Bu defa Ehrimen Öfke’yi Sevgi’nin karşısına çıkarır. Öfke, Sevgi’yi mağlup eder. Hürmüz Hikmet’i gönderir. Hikmet, Öfke’yi mağlup eder. Ehrimen, Nefsi Emmare’yi gönderir; Nefsi Emmare hikmeti öldürür. Hürmüz son hamle olarak Nefsi Emmare’nin karşısına Aşk’ı gönderir. Aşk, Nefsi Emmare’yi esir eder ve savaşta iyilik galip gelir. (1)

- Raci bir başka hayalinde kendini yazarlar, şairler, felsefeciler arasında bulur. Eğitim, toplum, insanlık gibi mevzular konuşulmaktadır aydın sayılan kişiler arasında. Yazarlardan biri, ‘eğitimi zorunlu hale getirip, alıklık ve ahmaklık eğitimi vermemiz lazım’ görüşünü savunur. Raci, şaşkınlıkla neden böyle düşündüğünü sorar yazara. Aldığı cevap ilginçtir: ‘Bu şekilde yapılan bir eğitimle, halkın % 90’ı hiç düşünmeden, sorgulamadan, önüne verileni alarak yaşamaya başlar. Bu da yüksek tabakadaki %10’luk kesimin rahatını artırır.’ Raci bu cevap karşısında, ‘extra bir eğitime gerek yok, zaten bu haldeyiz’ der ve kendine gelir. (2)

 Açıklama ve Yorumlar:

(1) Hürmüz ile Ehrimen arasındaki savaş, Fars mitolojisinde geçmektedir.  Dünya kurulalıdan beri iyi ile kötünün, hak ile batılın, nur ile zulmetin devam edegelen mücadelesinin, bir misali niteliğinde. Günümüzde sevgisizlik, bilgisizlik(hikmet) ve aşk’ın yokluğunda kötülüklerin her geçen gün aratarak devam ettiğini gözlemlemek, iyiliğin mağlubiyetini izlemek ne acı. Ayrıca sadece insanlar arasında değil, önce insanın içinde başlıyor iyi ile kötünün mücadelesi. İç aleminde iyiliğin kazanmasını sağlayan insanların sayısı arttıkça, sevgi ile, hikmet ile ve aşk ile dünya daha iyi bir hal alacaktır.

(2) Çeşitli basın yayın organlarında mevcut eğitim sisteminin insanları düşünmekten, yorum yapmaktan, analiz etmekten uzaklaştırdığını; ahmak ve okuduğunu anlamaz, diplomalı cahiller yetiştirme vesilesi olduğunu iddia edenlerin varlığı Raci’nin hayalindeki konuşmaları tekrar tekrar düşünmeme yol açtı. Acaba eğitim yoluyla insanları ahmaklaştırmak mümkün müdür?

Yorumlar

  1. Bu kitabin ismini ilk kez duydum. Çok hayiflandim doğrusu böyle bir eser nasıl bilinmez! Mutlaka okunması gereken bir kitap bence. ilk fırsatta bulup okuyacağım. Çok teşekkürler paylaşım için

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bende okumak için niye bu kadar geç kaldım diye hayıflandım. Gerçekten düşündürücü bir kitap :)

      Sil
  2. Manisa tımarhanesi bölümüne kadar okuduğum bir eser. İnsanın hayal dünyasını zirve seviyelere çıkafmak amaçlanmış. Ustaca yazılmış ve okuduğumdan asla pişman olmadığım kitap :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle ustalıklı bir üslupla yazılmış. Teşekkürler...

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Anadolu'nun Üç Şems'i

Şems güneş manasını ifade eden bir kelime. Arapça kökenli bir kelime.   Uzun zamandan beri kültür coğrafyamızda kullanılan isimlerimiz arasında yerini almış: Şems, Şemsi, Şemseddin vesaire. Şems ismi ile müsemma olan üç Şems var ki, bunlar tarih ve kültürümüzde yeni ufuklar açan şahsiyetler. Bu üç şahsiyetten Şems-i Tebrizi’yi Mevlana Celaleddin Rumi ile, Akşemseddin’i Sultan Fatih ile irtibatından biliriz. Fakat bir Şems daha vardır ki, O’nu bilenlerimizin sayısı azdır. Bu kişi Şemsi Sivasi Hazretleridir. Şu anda Sivas’ta medfun olup 4. Mehmed devrinde yaşadığı bilinmektedir. Bu yazıda Anadolu’nun üç Şems’i hakkında kısa bilgi verilecektir.   Şemsi Tebrizi Hazretleri Çoğumuzun Hz. Mevlana Celaleddin Rumi ile dostluğundan bildiği bir şahsiyet Şemsi Tebrizi hazretleri. Asıl ismi Mevlana Muhammed olan Şemsi Tebrizi hazretleri bugün İran hudutları içinde olan Tebriz’de dünyaya gelmiştir. Küçük yaşlardan itibaren din ilimlerinde gösterdiği kabiliyetle dikkat çekmiş,...

Dikkat! Derin Anlam İçerir

Yaklaşık iki senedir takip ettiğim bir facebook sayfası var: Pawel Kuczynski. Pawel Kuczynski bir çizer, bir sanatçı. Hicivsel çizimler yapıyor. Yaptığı çizimleri facebook sayfasında paylaşmaya devam ediyor. Sayfada birbirinden güzel, birbirinden anlamlı çizimler mevcut. Çizimlere hem hayran kalıyorum, hem de çizimler üzerinde derin derin düşünüyorum. Derin anlam içeren çizimler. Mükemmel tespitlere vesile olan bir gözlem yeteneği çizimlerde hissediliyor. Buyrun, çizimlere yakından bakın.

Yolgeçen Hanı Nerede?

Yolgeçen Hanı/Hasankeyf Günlük hayatta sürekli kullandığımız, anlamını tam anlamıyla bilmediğimiz/düşünmediğimiz bir tabir var: Yolgeçen hanı. Geleni gideni çok olan, sürekli misafiri olan yerler için kullandığımız bir tabir. Kimi zaman ‘ birader burası yol geçen hanı mı?’ şeklinde öfkemizi ifade ederken, kimi zaman ‘bizim mahallenin yolgeçen hanı burası, bu yoldan geçen buraya uğramadan gitmez’ şeklinde espirili bir dille kullandığımız tabir.  Anlamından dolayı kafelere, lokantalara özellikle de yol güzergahında bulunan tesislere verilen isimlerden biri.