Müslümanca Düşünme Üzerine - Rasim Özdenören I KitapYorum(9)


Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler. Özdenören’den okuduğum ikinci kitap. Daha önce Gül Yetiştiren Adam’ı okumuştum. Kitap 163 sayfadan oluşuyor. Kitabın ilk baskısı 1985 senesinde basılmış olup, 1999 senesinde yazar kitabı güncellemiş. Yazar, güncelleme yaparken içeriğin aynı kaldığı, sadece ifadeleri düzenleme yoluna gittiğini de açıklıyor. 

Kitap hacim olarak küçük olsa da, ihtiva ettiği mana itibariyle çok kapsamlı ve düşündürücü. Neredeyse her cümleyi tekrar tekrar okudum, üzerinde düşündüm. Kitaptan önemli olan kesitleri, daha gerçekçi ifade ile önemli olduğunu düşündüğüm kesitleri sizinle paylaşıyorum. Kitap dört bölümden oluşuyor: Panaroma, Sağlıklı Düşünmeye Doğru, Müslümanın Nitelikleri, İslam’ın Özgürlüğü.

Panaroma

Birinci bölüm müslümanların içinde bulunduğu durumun panaromasını gözler önüne seriyor. Yazar içinde bulunduğumuz durumu çeşitli yönleriyle ele alıyor. Burada kaypaklığın, kaypaklaşmaya doğru gidişin olumsuzluğu dikkat çekiyor. Yazarın ifadesine göre demokratik hayat tarzı kaypaklığı artırıyor.(Demokrasiyi tam olaraka anlayamama durumu) Yazar ‘irfanı kaybettirilen yurttaşlar’ tanımını kullanarak, irfandan uzaklaşan halimizi gösteriyor. Materyalizmin kıskacında kaybolan irfanımızı arıyor ve (b)ilimin irfansız olmayacağı vurgusunu yapıyor. İslam’a inanıp aynı zamanda İslam’a zıt olan fikirleri savunanların, olayları müslüman bakış açısıyla görmeyen müslümanların çokluğu yazarın tespitleri arasında yer alıyor. Anayasasında müslüman yazan devletlerin durumu da kısa ve öz olarak irdelendikten sonra birinci bölüm son buluyor. 

Sağlıklı Düşünmeye Doğru

Yazar bu bölüme dine niçin inandığımızı sorgulayarak başlıyor? Dine Allah’ın emri olduğu için mi inanıyoruz? Yoksa bir takım başka şeyler için mi? Bu noktada felsefe ve hikmete uygundur diye iman etmenin insanı küfre götürebileceği, önce imanın olması, sonra hikmet ile desteklenmesi gerektiği uyarısını yapıyor. Daha sonra ‘gerçek ve doğru’ kavramları ile insanların yanılgıları anlatılıyor. Şöyle ki, gerçek olan her şey doğru değildir. Dünyada müslümanların ekserisi inançları ile zıt bir yaşam tarzı sürüyorlar. Bu durum bir gerçektir, ancak doğru bir durum değildir. Gene düşüncelerimizi sağlıksız hale getiren şeylerden bazıları da dilimize yerleşmiş kelime kalıplarıdır: din adamı, dini ibadet, dini günler vs. Burada ibadet zaten dinidir. Harama yaklaşmadan geçen her an ve gün de mübah olur. İnsan, inanıyorsa zaten yükümlülükleri vardır. Herkes dinin emir ve yasaklarına uymakla yükümlüdür. Din dünya nizamını belirleyen kaideler bütünü olduğu için din adamı, dini gün gibi tamlamalar düşünmeyi ve anlamayı sağlıksız hale getirmektedir. Çağın gözüyle İslam’a bakmak ve çağa İslam’ın gözüyle bakmak ikilemi üzerinde durularak bölümün ve kitabın temel mesajı vurgulanıyor.

Müslümanın Nitelikleri

Bu bölüm müslümanların taşıması gereken niteliklerden bazılarını ifade ediyor. İlk önce yaşantıya dönük fikirler ve söylem ile eylemin birbiri ile uyumlu olması. Yazar bu konu ile alakalı olarak İslam’da felsefenin olmayışını bu duruma bağlıyor. Felsefe daha çok fikir boyutunda kalan, ütopik düşünceler bütünü iken müslümanın fikirlerinin hayata dönük yani uygulanabilir olması bu duruma açıklık getiriyor. 
Kötü bir dünyada iyi bir müslüman olarak kalmak mümkün müdür? Bu soru ile bir müslümanın niteliklerinden birinin önce iyi bir müslüman olmak olduğu vurgulanıyor. Çoğunluğun meylinin her zaman hak olmayacağı, günümüzün en önemli problemlerinden birinin çoğunluğun meylini hakikat olarak algılama hatası olduğu ifade ediliyor. Çoğunluğun meyli diye yanlışa koşmaktansa bir başına hakikati yaşamak müslümanın vasfı olmalıdır. Bilgili ve bilinçli müslüman arasında ayrım yapan yazar, bilgili olmanın müslümana yetmediğini, müslümanın bilinçli olması gerektiğini ifade ediyor. 

İslam’ın Özgürlüğü


Yazar bu bölüme başlarken, asrı saadet ile günümüz arasında bir mukayese yapıyor. İslam’da toplum yapısının temelini hukuk oluştururken günümüzde her şey iktisadi bakış açısıyla değerlendiriliyor, yorumunu yapıyor. İslam’ın diyalektik yapısını anlamak için ilk önce İslam’ın ruhunu anlamanın lüzumu vurgulanırken, bu ruhu anlamayan nice alimin  ilimleri yüzünden sapkınlığa düştüğü uyarısında bulunuyor. Asrı Saadet’ten çeşitli misallerin anlatıldığı bu bölümde İslam-kültür, İslam-bilim, İslam-felsefe, İslam-mistisizm, İslam-insan gibi konulara ilişkin kısa yorumlar yer alıyor. 

Yorumlar

  1. "Şöyle ki, gerçek olan her şey doğru değildir"

    Hiç bu açıdan düşünmemiştim. "Doğru olan şeyler gerçektir." şeklinde düşünürüm hep. İslam bir gerçektir ve elbette doğrudur. İnsanların islama aykırı yaptıklarını gerçek olarak değerlendirmedim hiç.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazarın anlatmak şey, müslümanların islama uygun şekilde yaşamama durumunun hayatın gerçekleri arasında olduğu. Hayatın gerçekleri arasında ama yanlış olan şeyler diyor.

      Sil
  2. Yanıtlar
    1. Farklı noktalara, normalde aklımıza gelmeyen konulara temas edilmiş.

      Sil
  3. Özdenören külliyatına sahip olmak gerek. İslam ve Müslümanlığın ayrıştığı dünyamızda bunları sentezleyecek eserler. Elinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazarın iki kitabını okudum. Diğer kitaplarını da okumak istiyorum. Yorum için teşekkürler...

      Sil
  4. Rasim Özdenöner'i okumayı hep istemişimdir. Bu eseri konusu itibariyle bende ilgi uyandırdı. Günümüzün iktisadi bakış açısıyla yorumlanması çok doğru bir tespit. En kısa zamanda okuyacağım. Emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  5. bu yazarı okumam lazım anlaşıldı :) not alayım :)

    YanıtlaSil
  6. Hem hikaye, hem deneme ustası olan Özdenörenin bu kitapı ilk baskısını 1985 de yapmış olsa da halen sevilerek okunuyor. Rasim Özdenören'in bu kitabının yanında yine belki 30 yıl öncesinde yazılmış ancak günümüze çok şeyler söyleyen "Yaşadığımız Günler" kitabını da tavsiye ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. DEdiğiniz kitaba bakacağım.Tavsiye için teşekkürler..

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Anadolu'nun Üç Şems'i

Kozalağın Hikayesi

Teknoloji Tembelleştirir mi?