3 Adımda Cinsellik ve Şiddet Olaylarına Çözüm-1


Şiddet olaylarının, cinsel sapkınlıkların medyaya haber olarak düşmediği gün kalmadı. Her sabah televizyonu açanlar yahut internetten haberlere bakanlar benzer haberlerle karşılaşıyor: taciz, tecavüz, saldırganık, yaralamak vs. Öyle ki, haber programlarında yeri garanti olan iki şey var: Birincisi siyasi parti temsilcilerinin birbirlerine karşı hakarete varan sözleri, ikincisi cinsellik ve şiddet içerikli haberler. Milletimizin her ikisinden de kurtulması lazım.
Birinci durumu artık kabullenmiş olsak da, ikinci durumu cinsel içerikli olayları, görüyor, millet olarak üzülüyoruz. Bununla birlikte her olaydan sonra, daha doğrusu normalleşen(?) olaylara göre daha trajik olan olaylardan sonra idam gelsin, hadım edelim gibi öneriler sunuyor, öfkemizi kusuyoruz. Böyle durumlarda siyasilerde günü kurtarmak adına idamdan söz etmeye başlıyor. Milletin öfkesi dinince idam da siyasilerin gündeminden düşüyor. (Bunun misali çok olsa da, en yakın misallerden biri Fetö olaylarıdır. 15 Temmuz’dan sonra insanlar öfke ile darbecilere idam gelsin dedi. Halk öfkeliyken siyasiler de idamı konuştular. Halkın öfkesi dinince siyasiler de idamı unuttu.) Burada maksadım idam gelsin, gelmesin savlarından birini savunmak değil. Bana göre idamın gelmesi bu tür olayların önüne geçemeyecek. Çünkü, bu suçları işleyen kişiler o eylemi yaptıkları vakitlerde sağlıklı düşünme yetilerini kaybediyorlar. O anda sadece beyinlerindeki cinsellik dürtüleri aktif oluyor, diğer bölümler –genellikle- devre dışı kalıyor. Hatta yapılan araştırmalara göre günlük hayatta beynin en aktif bölgeleri cinsellik ve şiddetle alakalı olanlar. Gene uzmanların ifadesine göre eskiden durum böyle değildi. Hâsılı günümüz insanının beyni cinsellik ve şiddet dürtüleri ile meşgul.

Böyle bir durumda idam getirmek probleme çözüm olur mu? Sadece cinsellik ve şiddet düşünen biri, o anda idam cezasını düşünerek yaptığı yanlış eylemden vazgeçer mi? Bence çok zor. Zira bu durumda beynin kontrol mekanizması dahi devre dışı olabilir. Bu sebeple olay yaşandıktan sonra yapılacaklardan ziyade promlemler ortaya çıkmadan önleyici çalışmalar yapmak lazım. Mesela aile ve çocuk eğitimi; devlet olarak önleyici adımların atılması gibi. Yazdıkalarımdan suçu işleyen kişileri haklı çıkarmaya çalıştığım anlaşılmasın. Suç işleyen kişi, işlediği suçun bedelini tam olarak ödemelidir. Ama ödemiyor. Demek istediğim şu: bu eylemde bulunan kişinin suçu o eylemi yaptıktan çok önce başlıyor olabilir. Senelerdir cinsellik vurgusu yapan bir film izliyor olabilir, çocukların cinsel obje olarak kullanıldığı film, dizi yahut reklam izliyor olabilir. (Ne yazık ki, böyle programlar neredeyse bütün TV kanallarında var.) Burada izleyen kişinin suçu kadar, bu programı yapan kişinin, yayınlayan kişinin, yayınlanmasına müsaade eden kişinin de suçu yok mudur? Biraz daha devam edelim ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır. (Devamı var)

1/2

2018 © Arif Öztürk

Yorumlar

  1. Haklısınız, insanları şiddete ve cinselliğe yönlendiren birçok unsur var. Bu durumda aileye ve devlete büyük bir rol düşüyor.
    Yazının devamını okumak istedim ama linkte bir sorun var sanırım. Okuduğum kadarıyla da güzel bir yazı olmuş. Emeğinize sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazı uzun olmasın diye iki yayın yapmıştım. Öğleden sonra ilk iş olarak linki düzelteceğim. Kusura bakmayın. Teşekkür ederiz.

      Sil
    2. Linkteki problem düzeltilmiştir.

      Sil
  2. İlk önce her suçun cezası ayrı olmalı. İslamda olduğu gibi. Bakıyorsun kazara bir suç işlemiş insan da hapis yatıyor. En azılı katiller, hırsızlar, zaniler, uyuşturucu suçluları da aynı hapis cezası. Böyle bir ceza adaletli değil.

    İslamda zina suçuna karşı; evlenme tavsiye edilir. Evlenemiyorsa oruç tutması. Karşı cinse bakmayıp gözünü kısması. Kadın erkek karışık oturulmaması emrolunur. Bunlar işte suç işlenmeden önce alınacak tedbirlerdir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız. Adaletin olması için herkese işlediği suç nispetinde ceza olması lazım. Suç işlenecek tedbirler daha da çoğaltılabilir.

      Sil
  3. İdam ve hadım cezası bana göre de sorunu çözmez.Daha makro bakarak çözüme gidilmeli.Yasaların düzenlemesinin dışında rehabilite merkezleri açılmalı,eğitimler arttırılmalı,psikoloji alanında olanlara da çok iş düşüyor diye düşünüyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Psikoloji alanında olanların yapacağı şeyler olması lazım. Dediğiniz gibi yasalar tek başına çözüm olmaz.

      Sil
  4. dediklerinize aynen katılıyorum..bence de insanlar bir anlık öfkeyle hemen "hadık isteruk,idam isteruk" diyebiliyolar..siyasilerin tutarsız davranışları da aynı,bilimsel düşünmekten çok uzaklar..diğerini de göz atıcam,güzel ve anlamlı bir paylaşımdı,emeğinize sağlık..🙂

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yorum için teşekkürler. Öfkeliyken ve çok mutluyken karar vermemek lazım aslında.

      Sil
  5. Cok haklisiniz. Tum bir ulkeyi egitmek uzun bir surec olacak ama sonuca da degmez mi.

    YanıtlaSil
  6. Nasıl bu hâle geldik ya da eskiden de oluyordu da, şimdi haber almamız kolaylaştı? Ondan mıdır bilmem ama hiç affedilir bir durum yok. Hukuk fakültesini bitirmiş hakimlerin mutlaka gereken ve uygun cezayı bulmaları, eğitimleri düşünülünce zor olmaz bence Arif.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Anadolu'nun Üç Şems'i

Kozalağın Hikayesi

Teknoloji Tembelleştirir mi?