3 Adımda Cinsellik ve Şiddet Olaylarına Çözüm-2

1) Yapılması gereken şeylerden ilki, sağlıklı beslenme üzerinde durmak olmalıdır. Sofralarımıza renk katan fakat sağlıksız gıdalar yerine sağlıklı besinlerin tüketilmesi önemlidir. Yetkililer bu tür ürünlerin üretimi, dağıtımı, satışı gibi konularda daha titiz kontroller yapmalı. Ucuza satılan tavuklar-sucuklar, bazı şekerleme-çikolata grupları, hazır yiyecekler hatta deterjanlar… Hepsinin sağlık şartlarına uygun olarak üretilmesi ve tüketilmesi konusunda tedbirler alınmalıdır. Gıdaların kanerojen madde içerdiğini biyoruz ama cinsellik ne alaka diyebilirsiniz. Cevap şudur. Son yıllarda görüyoruz ki; gıdalar beynin işlevine zarar verebiliyor; dikkat, konsantrasyon ve karar verme becerilerini zedeleyebiliyor.

2) İkinci olarak internet ve televizyonlardaki cinsellik ve şiddet içeren ögeleri kontrol etmemiz lazım. Cinsellik ve şiddet hayatımızdan çıkaramayacağımız olgular olsa da sürekli bu olgular ile meşgul olan bir zihin bizi bitiren şeylerin başında geliyor. Dizilere, filmlere, haberlere, reklamlara ve diğer programlara bakıyoruz: hepsinin ana teması cinsellik veya şiddet. Hayatın bu iki olgusu(cinsellik, şiddet) televizyon vasıtası ile bize vazgeçilmez, her an düşünülmesi gereken olgularmış gibi sunuluyor. Toplumdaki Tv izleme oranı da dikkate alınınca bu duruma maruz kalanların sayısının hayli fazla olduğu görülebilir. Televizyonla alakalı araştırmalarda: televizyonun dikkat, konsantrasyon ve karar verme becerisini olumsuz etkilediği; cinsellik temalı programları izleyenlerin beyninde sürekli aktif kalan alanlar olduğu, bu alanların cinsellik ve şiddet dürtüleri ile alakalı olduğu görülüyor. Bu konularda çok sayıda araştırma mevcut. Ve bu yayınların birçoğu bilinçdışını hedef alıyor.

3) Üçüncü olarak aile ve çocuk eğitimleri ile insanların biliçlendirilmesi. Ebeveynlerin çocukları ile sağlıklı iletişim kurmaları, onları doğru yönlendirmeleri, etkili duygusal rehberliğin sağlanması ve cinsellik konularında bilgilendirmenin yapılması önemlidir. Çocukluk ve gençlikte riskli davranışlar, aile içinde mahremiyet gibi konular ailelere anlatılmalıdır. Ailenin yanında çocukların da eğitilmesi lazım. Sürekli söylediğim şeylerden biridir: Bir çocuğun akademik bilgileri öğrenmeden evvel kişisel-sosyal becerileri kazanması lazımdır: kişiler arası ilişkiler, mahremiyet, yabancılarla iletişim, tehlike anında çığlık atma gibi. Bu eğitimleri okullarda psikolojik danışman ve rehber öğretmenler vermektedir. Vermeye devam ediyorlar. Ancak MEB tarafından yapılan bazı düzenlemeler psikolojik danışman ve rehber öğretmenlerin işlevselliğini azaltıyor. Mesela toplam öğrencisi binleri bulan iki-üç okula bir psikolojik danışman ve rehber öğretmenin görevlendirilmesi, ilkokul ve ortaokullarda rehberlik derslerinin kaldırılması gibi. Aynı şekilde anaokullarında psikolojik danışman ve rehber öğretmen normunun olmaması anaokulu öğrencilerinin ve velilerin bu eğitimden mahrum kalmasına sebep oluyor.

2/2


Not: Burada söylenenler kesin çözüm olacak mıdır? Hayır. Fakat, bu tür olaylarda ciddi oranda azlama olacaktır. Bunları yapmak ne kadar mümkündür? TV ve internet yayınlarını kontrol etmek özgürlüğümüzü kısıtlamaz mı? Bunları yapmak etik midir? Buna benzer tartışmalar oluşabilir. Ancak en önemli şey, kişinin psikolojik algı tekniklerine maruz kalmadan istediğini yapması, istediğini düşünebilmesidir. Televizyon ise bir algı yönetim mekanizmasıdır. Vurguladığı şeyler şunladır: sürekli eğlen, aklına eseni yap, şu ürünü al, şu şekilde giyin, cinselliği ve şiddeti aklından çıkarma.


2018© Arif Öztürk

Yorumlar

  1. Şu tv.lerde dönen zırvalıklara çözüm bulurlarsa zaten ortam biraz olsun düzelecek. Kimin eli kimin neresinde belli olmayan diziler yapılıyor. Sonra ortalık sapkın kişilerle kaynıyor. RTÜK bu işe dur demeli. Yoksa hakikaten iyiye gitmiyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. RTÜK'ün öyle bir şey yapacağını zannetmiyorum. İnşallah ederler ama..

      Sil
  2. Çözümün temeli iyi insanlar, düşünebilen, analiz yapabilen ve yaptığı işlerin sebep sonuç ilişkilerini kurabilecek ve sorumluluklarını alabilecek bireyler yetiştirmekten geçiyor.Benim kişisel olarak mevcut yönetime hiçbir şekilde güvenim kalmadı zira kendilerinin bizzat arka planda körüklediklerini düşünüyorum- ne yazık ki- altında yatan temel amaç hedefe ulaşabilmek için her şeyi mübah sayan bu zihniyet suyun gözünü bulandırarak kolay balık avlama derdinde. kim ne derse desin bu tür zihniyetin genlerinde de var bu durum ve tarih de ispatlıyor. bilinçli, sağlıklı bir toplum bu duruma acil çözüm ister ve idareciler de utanmalıdır böyle bir duruma sebep olmaktan dolayı ama, aması var işte. Medyaya bir bakıldığında her şey açıkça ortada, yetkililer savunma geliştiriyorlar durmadan dilenmeden. Normal havaya sokma derdindeler. Siyasilerin yaptığı gerilen sinirleri boşaltmak o kadar. bildikleri yolda devam edecek bir süre daha ne yazık ki. Farkında mı bu millet, nerelere gelindiğinin, sanmıyorum! Balık baştan kokuyor, köpeksiz köy olduğu sürece bu memleket, değneksiz dolaşacaklar gidebildiği yere kadar. hiç bir yaraya da merhem sürmeyecekler. u amacın doğası gereği bu, bilinçli olarak bazı durumlar körükleniyor ki,toplumsal muhalefet geliştirilebilecek durumlar el altından dikkat çekmeden halledilebilsin. her şey böyle olmadı mı yıllardır? Kusuruma bakmayın, yaram çok kanıyor. Ayrıca duyarlılık gösterdiğiniz içinde çok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Düşünebilen, analiz edebilen insanların önünde sağlıksız gıdalar, uyuşturucu etkisi gösteren TV programları var. Millet içerisinde sorumluluk bilinci hızla kayboluyor. Sorumsuzluk süratle artıyor. Siyasilere değinecek olursak işin içinden çıkmak mümkün değil. Siyasilerin büyük çoğunluğu benim gözümde aynıdır. Bununla alakalı daha önce görüşlerimi ifade etmiştim. Siyasiler hakkında parti-kişi yorumlarına girmek istemiyorum. Yorumunuz için teşekkürler :)

      Sil
  3. ah evet evet haklısın bizde cehalet çooook :)

    YanıtlaSil
  4. Her cümlene kesinlikle katılıyorum Arif. İlmini okuduğun ve hâliyle sebeplerini bildiğin ve önlemlere dair sunduğun seçeneklerin eksiği hiç yok... Bence hepsi değerlendirilmeli. Senelerdir videosundan tut, her türlü yayınına kadar, hatta facebook,u da katmak zorundayım, cehalet nedeniyle tahriğe kapılmış bir yığın insan doldu etrafımıza. Zaten yabancı sanatçıların kliplerini seyretmeyen yok. Bir de boşlukta olan tipler. Olacağı buydu.
    İdam çözüm değil tabii. Yazdığın nedenden ki, bu doğru ötesi. Kleptoman çalmadan durabilir mi? onun gibi bir şey... "Çünkü, bu suçları işleyen kişiler o eylemi yaptıkları vakitlerde sağlıklı düşünme yetilerini kaybediyorlar." cümlen göz ardı edilemez.
    Gerçekten gündemden ve bu olanlardan çok daraldık. Bir de başlarına bunlar gelen kadersiz insanlar var, ya onlar? Ben hiçbir yetkilinin yüzünde, şehit haberlerinden sonra da, duyduklarının esintisi olacak bir üzgün duruş göremiyorum.

    Bir arkadaşıma; bu gidişattan birkaç sene önce, cinsel sapkınlıkların çoğalacağı endişesinde olduğumu "bunca iğrenç yayın var, sonu kötü olacak" düşüncesiyle söylediğimde, bana "sen yobazsın, Konya'lısın" dedi ve ilave etti : "Bu bir pazardır, isteyen alır ya da almaz, karşı çıkamazsın!" Ve bu insan benimle yaşıt bir erkek. Ne desem boştu, bu insan da kör cahil demek ki diye düşünmüştüm. Aslında evine bağlı, evlatlarına düşkün biri olmasına rağmen, çözememiştim bu salaş düşünce tarzını...
    Eline, emeğine sağlık Arif, sağlıcakla kardeşim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yayınların kontrol edilmesi söylemi karşısında birçok insan 'yobazlık' vurgusu yapıyor maalesef. İnsanları olumsuz etkileyen yayınların kontrol edilmesi lazım. Bu şekilde devam edildiği zaman cinsel sapkınlıklar artarak devam edecektir. Klipler, şarkılar, filmler birçoğunda uygun olmayan cinsel mesajlar veriliyor. Bunlar bizim görebildiğimiz mesajlar. Bir de bilinçdışını etkileyen subliminal mesajlar var ki, onaları farketmek kolay olmuyor.
      Katkı sağlayan yorumun için teşekkür ederim.

      Sil
  5. Çok can yakıcı bir konu.Öyle olunca da tepkiler çokca duygusal oluyor.Bu problemim çözümü adına tavsiyeler sunmanız ,bir profesyonel olarak taşın altına elinizi koymanız takdir edilesi.
    Bu işi RTÜK eliyle yasaklayarak çözmek pek olası gelmiyor bana.Yasaklar daha ilgi çekici hale getiriyor.Ancak toplumsal duyarlılığın artırılması için çalışmalar yapılırsa,toplumdan gelen tepkilerle yayıncılar kendilerine çeki düzen vereceklerdir.Şiddet ve cinsellik çokca sattıran bir meta.İşin ticari boyutu varken,ancak toplumsal tepkilerle bu iş önlenir.Anne babalar ve uzmanlara çok iş düşüyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çokça sattıran metalar olmasından kaynaklı problemler oluşuyor zaten. Ancak baktığımız zaman çok muteber görülen kanallarda bile bu tür yayınlar olabiliyor. RTÜK bu yayınları, yayıncıları, yapımcıları belki teşvik edebilir. Olumlu gösterimler için.

      Sil
  6. Hem tv yayınları hem de okullarda eğitim ilk basamaklar...
    İnsan gerçekte çok ürküyor...
    Sistemin içinde gerçekten önleyici sonrasında fiili cezalandıran kriterler olmazsa, toplumun içinde bu tür vakalar "normalleştirme" durumuna girecek. Yazarken, tüylerim diken diken oldu...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 'Normalleştirme' durumuna geldi gibi maalesef :)

      Sil
  7. Kendi ülkemiz milletimiz adına bazı şeylerin tabu olmaktan çıkarılması büyük bir adım olacaktır. Yine harika yerlere parmak basmışsınız. Elinize kolunuza sağlık.

    YanıtlaSil
  8. yiyeceklerle ilgili düşünce aklıma gelmemişti ama neden olmasın ki,sonuçta o da beyni ve düşünceyi etkileyebiliyo..sağlıklı beslenme,internet-tv ve aile ve çocuk eğitimleri..çok önemli temalar bence bunlar değerlendirilmeli..bir de dini konularda yer alan çocuk evlilikleri konusunda da durulmalı,bu düşünce yapısı devam ettiği sürece bu sapkınlıkların devam etmesi kaçınılmaz olabilir..emeğinize sağlık..🙂

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aile eğitimlerinde çocuk evlilikleri de anlatılabilir belki. Eskiden ergenlik süreci ve bilişsel olgunluğun sağlanması daha erken yaşlarda tamamlanırken, günümüzde ergenlik ve bilişsel olgunluğun sağlanması daha ileri yaşlara taşmış durumda. Bu bakımdan bir asır önce bir kişi 16 yaşında bilişsel olgunluğa erişirken, şimdi 20 yaşını geçtikten sonra bilişsel olgunluğa erişmemiş olabiliyor.

      Sil
  9. Cok guzel tavsiyeler. Keske elinde guc olanlar dikkate alip uygulasa. Bizler de birey olarak ozen gostermeliyiz.

    YanıtlaSil
  10. Ben bu yazıyı okumuş ve yorum yapmıştım.Kayboldu mu bilemedim.Önerilerine katılıyorum.İdam cezası ve hadımla sorunun çözüleceğini düşünmüyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu yazının devamı niteliğinde bir yazı daha var siz onu okuyup yorum yapmışsınız sanırım.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Anadolu'nun Üç Şems'i

Kozalağın Hikayesi

Teknoloji Tembelleştirir mi?