Ana içeriğe atla

Ülker Fırtınası - Safiye Erol I KitapYorum(23)


Safiye Erol, geç keşfettiğim bir yazar. Semiha Ayverdi'nin defaatle ifade ettiği gibi, 'harika bir üslupçu'. Okuduğum ilk romanı Ciğerdelen'de, Türk varlığının Balkanlar'dan adım adım çekilişini ustalıkla anlatırken; Ülker Fırtınası'nda Cumhuriyet sonrası İstanbul'un panoramasını sunuyor. Bu panoramada aşk var, insan var, musiki var. Aynı zamanda doğu ile batı arasında sıkışan hayatlar var. Cumhuriyet'in 10. senesi, soyadı kanunu, harf inkılabı da o dönemde oluyor. Bütün bu olanların hayata tesirini görmek mümkün.

Özet ve Yorum

Nuran Avrupa'da musiki tahsilini tamamlayıp gelmiştir. Alafranga musikiye tutkulu, alaturka musikiye karşıdır. Lakin tahsilini tamamlayıp İstanbul'a geldiği günlerde alaturka musiki yapan Sermet'e aşık olur. Evlenme hayalleri kurarken Sermet'in evli ve dört çocuk sahibi öğrenir. Bu noktadan sonra ne evlenebilirler, ne de ayrılabilirler.
Böylece Nuran için Ülker Fırtınası başlar. Ülker Fırtınası gelip geçse de Nuran ve Sermet birbirleriyle görüşmeye devam ederler.
Nuran'ın kuzenleri; Selçuk ile Turan da Avrupa'da tahsil görmüştür. Romanda Nuran, Sermet, Turan, Selçuk, Dilruba Hanım, Numan, Ali Fethi Bey gibi karakterler etrafında vuku bulan olaylar, şark ile garbın mücadelesine şahitlik ediyor.
Neticede aşk, insan, musiki üçgeninde 1930'lu senelerin İstanbul'u dimağımızda canlanıyor. 

Neleri Sevdim/Sevmedim

Giriş cümlelerimde ifade ettiğim gibi kitabın üslubu çok güzel. Olay örgüsü, tasvirler vs. de güzel. Sevmediğim bir şey varsa, o da, olay örgüsünün yasak aşklar üzerine kurgulanmış olması olabilir.

Kitaptan İktibaslar

Sevgimden şüphe ederek beni incitmeyiniz.

Hakikat nerede başlar?Kelimelerin tükendiği yerde...

Hatırlamak tekrar yaşamak demektir.

İdeal Türk ,Türk olmanın mesûliyetini, millete karşı borcunu en çok duyan ve ona göre çalışan adamdır.

Yorumlar

  1. Musiki çok severim. Okuyabilirim belki. Çok teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  2. Ben de hiç okumadım bu yazarı.Naif bir dili var sanki...

    YanıtlaSil
  3. teşekkür ederiz bu güzel kitap için

    YanıtlaSil
  4. Safiye EROL'u bende okumadım. Ciğerdelen adlı kitabı aklımdaydı. Doğu ile batı arasında sıkışan hayatlar var demişsiniz. Bu ve buna benzer gerilimlerin yer aldığı, hikaye ve romanlar ayrıca ilgimi çeker.

    YanıtlaSil
  5. merhaba bloğunuzu yeni keşfettim, artık takipteyim. üslubu ve olay örgüsü güzelse bu kitaba şans verilebilir :)

    YanıtlaSil
  6. Aşk Musiki çok güzel Çok teşekkürler

    YanıtlaSil
  7. Hocam siz böyle diyorsanız muhakkak okunmalı.

    YanıtlaSil
  8. Benim de rahatsız olduğum konuların başında geliyor bu durum.

    YanıtlaSil
  9. Cumhuriyet döneminde geçen bir aşk öyküsü o zaman..safiye erolu hiç tanımamıştım,eski bir yazar olmalı..😊

    YanıtlaSil
  10. Tarihe ışık tutan kitaplardan öğreneceğimiz çok şey oluyor teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu yüzden tarihi romanları okumayı seviyorum.

      Sil
  11. klasik eski roman gibi duruyo sanki ama yeni demek ki, okuyabilirim, sevdim :) yasak aşk romanda sinemada en sevilen konulardan yaaa napcan işte :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eski romanlardan daha öte olduğunu düşünüyorum. Güzel bir anlatımı var yani.

      Sil
  12. Güzel bir kitaba benziyor teşekkürler 😊

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Anadolu'nun Üç Şems'i

Şems güneş manasını ifade eden bir kelime. Arapça kökenli bir kelime.   Uzun zamandan beri kültür coğrafyamızda kullanılan isimlerimiz arasında yerini almış: Şems, Şemsi, Şemseddin vesaire. Şems ismi ile müsemma olan üç Şems var ki, bunlar tarih ve kültürümüzde yeni ufuklar açan şahsiyetler. Bu üç şahsiyetten Şems-i Tebrizi’yi Mevlana Celaleddin Rumi ile, Akşemseddin’i Sultan Fatih ile irtibatından biliriz. Fakat bir Şems daha vardır ki, O’nu bilenlerimizin sayısı azdır. Bu kişi Şemsi Sivasi Hazretleridir. Şu anda Sivas’ta medfun olup 4. Mehmed devrinde yaşadığı bilinmektedir. Bu yazıda Anadolu’nun üç Şems’i hakkında kısa bilgi verilecektir.   Şemsi Tebrizi Hazretleri Çoğumuzun Hz. Mevlana Celaleddin Rumi ile dostluğundan bildiği bir şahsiyet Şemsi Tebrizi hazretleri. Asıl ismi Mevlana Muhammed olan Şemsi Tebrizi hazretleri bugün İran hudutları içinde olan Tebriz’de dünyaya gelmiştir. Küçük yaşlardan itibaren din ilimlerinde gösterdiği kabiliyetle dikkat çekmiş,...

İlmi sima Nedir? Fizyonomi Nedir?

Geçtiğimiz günlerde ilmi sima hakkında okumalar yaptığımı ifade etmiştim. İlmi sima nedir? Bu sorunun cevabını ve tarihsel sürecini mümkün olduğunca kısa bir şekilde izah etmeye çalıştım.  İlmi sima kısa tanımıyla vücut yapısından hareketle karakter analizi yapılmasını ifade eder. Vücut yapısı ve karakter arasında doğal bir irtibat olduğu inancı ile ortaya çıkan ilmi sima batıda ve bilimsel terminolojide fizyonomi, doğu terminolojisinde ise ilmi feraset, ilmi kıyafet gibi isimlerle bilinir. Bilimsel temelden yoksun olduğu eleştirileri yapılsa da özellikle istihbarat ve güvenlik, satı ve pazarlama alanlarında ilmi sima verilerinden faydalanılmaktadır. Filozoflar bu alana ilişkin açıklamalar yaparken, İslam âleminde bazı ulema ilmi sima bilgilerini kullanmışlardır. Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri Marifetname isimli kapsamlı eserinde ilmi sima konusuna da temas etmiştir: ‘Allah insanı en güzel şekilde süsleyip nurlandırmıştır. Bunun yani sıra, insanlari şekil ve ka...

Yolgeçen Hanı Nerede?

Yolgeçen Hanı/Hasankeyf Günlük hayatta sürekli kullandığımız, anlamını tam anlamıyla bilmediğimiz/düşünmediğimiz bir tabir var: Yolgeçen hanı. Geleni gideni çok olan, sürekli misafiri olan yerler için kullandığımız bir tabir. Kimi zaman ‘ birader burası yol geçen hanı mı?’ şeklinde öfkemizi ifade ederken, kimi zaman ‘bizim mahallenin yolgeçen hanı burası, bu yoldan geçen buraya uğramadan gitmez’ şeklinde espirili bir dille kullandığımız tabir.  Anlamından dolayı kafelere, lokantalara özellikle de yol güzergahında bulunan tesislere verilen isimlerden biri.