Geçen gün 'facebook'ta Yurdagül Hanım'ın çok satan bir kitap hakkında olumsuz eleştirilerini gördüm. Kitabı beğenmediğini, yeşilçam filmlerini andıran bir kitap olduğunu söylüyordu.
Yaklaşık altı ay evvel bahse konu kitabı okuyunca ben de benzer şeyler düşünmüştüm: kitabın bana kattığı çok az şey vardı, belki hiç yoktu.
Yurdagül Hanım'ın paylaşımını görünce, 'Ne için okuyorum?' sorusu zihnimde oluştu. Düşünürken, bana faydası olmayacak kitapları okumaktan uzak durduğumu fark ettim. Bana göre böyle kitaplar zaman ve para israfı.
İnsan ne için okur, ya da neden okur? Bu iki soru insanın kitap okuma tarzı hakkında ipucu verir. 'Niçin' sorusu, amaç odaklıdır. Ve okurun okumaktan bir amacının olduğunu gösterir. Bu amaç; öğrenmek, dinlenmek, oyalanmak vs. olabilir. 'Neden' sorusu okumak için bir neden olmasını gerektirir. Okurun bir nedenin sonucu olarak okuduğunu gösterir. Bu neden; can sıkıntısı, başka birinin tavsiyesi vs. olabilir. Birçoklarının okuma nedeni de kitabın popüler olması, çok satan listelerinde olmasıdır. Bu listelerden özenle uzak durmaya çalışan bir okur olarak, bahse konu kitapta bu hataya düştüm. (Tabii bu listeler içinde çok beğendiğim kitaplar da mevcut.) Çok sayıda okurun kitabı beğenmesine rağmen, ben beğenmedim. Bu da normal bir durum. Edebiyatımızı zenginleştiren, herkese hitap eden farklı kitapların yaygınlaşmasını da sağlayan da bu farklılığımız.
Bu iki grup arasında genelde amaç odaklı okumayı, yani 'Niçin' sorusu bağlamında okumayı tercih ediyorum. Bu şekilde okuduğum kitaptan istifade etmeye çalışıyorum. Bunu yaparken, popüler olan-olmayan, çok satan-satmayan, beğenilen-beğenilmeyen ayrımına dikkat etmeden amacım doğrultusunda okuyorum. Böyle olunca, sevdiğim bir yayınevinin mottosuyla, 'seçkin okur seçerek okur.' ilkesiyle okumaya çalışıyorum.
Not: Bu yazıdaki amacım; böyle okumak iyidir, diğer okuma amaçları/nedenleri ve türleri yanlıştır gibi bir iddiayı savunmak değil. Her türlü okuyucuya saygı duyuyorum.
Not2: Bir süredir blogdan uzak kaldım. Bu bilerek yaptığım bir şeydi. Bu sürede internet ve sosyal medyadaki konumum hakkında muhasebe yaptım. Sosyal medya hesaplarımı kapatmaya, yalnız blogda yazmaya devam edeceğim inşallah.
Niçin diye okuduğum kitaplar romanlar dışında bilgi kitaplarıdir.Romanlara birşey katar gözüyle bakmıyorum. Eğer birşey öğrenmek istersek zaten tonlarca bilgi kitapları mevcut. Bu demek olmuyor edebi değeri olmayan kitapları savunuyorum. Eğer kasıt edebi değeri olmayan kitapları okumamaksa eğer size katılıyorum.
YanıtlaSilBen genelde çok satanlar listesinden uzak duruyorum nedense. Neyi,niçin okuduğunun farkında olmalı insan...
YanıtlaSilBu olumsuz eleştiri getirdiğim kitap,her hangi bir yazarın romanı olsaydı sorun etmezdim ama ruh sağlığı alanını kullanıp yazdığı kitapta aydınlatıcı bilgileri pek bulamamak beni hayal kırıklığına uğratmıştı.Bu yazı bana sürpriz oldu.Benim düzenli takip ettiğin için sana gönülden sevgilerimi yolluyorum...
YanıtlaSilHer insan her kitabı okumalı,okumalı ki neyin iyi neyin kötü olduğunu anlayabilsin,bu şekilde kendini geliştirebilsin ve hamlaşsın..Bi de insanların kitapları okumamasını istemek de iyi bişi değil tabii; "Ben sizin yerinize okudum,sizin okumanıza gerek yok!" 😁 demek gibi bişi olyo..
YanıtlaSilÇok satanlar listesinin bir çoğu şişirme ne yazık ki.
YanıtlaSilKitap okumak zaman harcadığımız bir şey olduğu için bu zamanı verimli ve amaca yönelik kullanmak gerekir bence. Tabi ki araştırıp okumalı ama bazen de kendi keşfettiğimiz kitapları okuruz. İyi çıkarsa ne mutlu.
YanıtlaSilYayınlarda o kadar kalitesiz bir çeşitlilik var ki. Erken yaşlardan itibaren okumayı alışkanlık haline getirmemiş biri kulaktan dolma bilgilerle, sosyal medyada ünlenmiş kişilerin tavsiyesiyle ve buna benzer sebeplerle satın alıyor kitapları. Biz çocukken bu kadar dağılmışlık yoktu. O yüzden erken yaşlarda klasiklerin neredeyse tamamını okuduk. Okunsun da ne olursa olsun diyemiyorum maalesef.
YanıtlaSilSizi tekrar buralarda görmek güzel hocam.
YanıtlaSilBende seçerek, kendi zevkime göre okuyan biriyim ve onu da savunuyorum herkes kendi beğenisine göre okumalı. Herkeste olmasa da seçicilik zamanla oluşabiliyor. Elinize sağlık, güzel yazı olmuş.
YanıtlaSil