Ödül mü? Ceza mı? İktibas#4


Ödül ve ceza faydalı mıdır? Zararlı mıdır? Eğitimde çok tartışılan konuların başında geliyor bu sorular. Cezanın zararlı olduğu hususunda eğitimcilerin çoğu hemfikir olsa da; ödülün faydalı mı-zararlı mı olduğu hususunda muhtelif görüşler var. Kimi, ödülü topyekun zararlı bulurken, kimi faydalı buluyor. Kimisi ödülün maddi bir kazanım şeklinde değil manevi duyguları harekete geçirecek şekilde faydalı olacağını savunuyor. Burada temel mesele ödül ve ceza sonucunda kişinin yaptığı yahut yap(a)madığı davranışları içselleştirip içselleştirmediği durumu. Ödül ve cezanın zararlı olduğunu savunanlar, içselleştirmenin gerçekleşmediği için bu görüşü savunuyorlar. Diğer grupta yer alanlar ise farklı ödül stratejileri ile, kişiyi ödüle alıştırmadan ve ödülü araç olarak kullanarak kişinin iyi davranışı içselleştireceğini savunuyorlar. (Bu stratejiler üzerine bir yazı gerekebilir. Önümüzdeki süreçte bu konuyu detaylı olarak yazmayı düşünüyorum)Öyle gözüküyor ki, ödül ve cezanın mahiyeti tartışılmaya devam edecek. Zira ödülün faydalı olduğunu gösteren araştırmalar da mevcut, zararlı olduğunu gösterenler de. Ancak, durum ne olursa olsun. Ödül ve cezanın olmadığı bir hayat pek yakın gözükmüyor. Ödül ve cezanın nasıl olması gerektiğiyle alakalı olarak aşağıdaki paragrafı anlamlı bulmuştum: 

Ödül doğruyu, iyiyi sevdirmek içindir. Verilen ödül, kesilen cezadan hep büyük olmalıdır. ‘Översem şımarır’ anlayışı da ‘şunları yaparsan seni severim, yoksa sevmem’ tavrı da vicdani değildir. İmam Gazali Hazretleri övgüyü aleni(açıktan) ve fazla, yergiyi gizli ve az yapmayı tavsiye eder: ‘Çocuğun güzel ahlak ile alakalı iyi bir hareketi görülürse takdir ve taltif edilmeli, çocuğu sevindirecek şekilde mükafatlandırılmalıdır. Aynı zamanda halk arasında bile bu iyi hareketlerinden dolayı övülmelidir. Bütün bunlar çocuğu iyiliğe teşvik eder. Şayet bazen hatalı hareketi görülürse, bu hususta görmezlikten gelmeli, gizli kusurlarını araştırıp teşhir etmemelidir. Şayet bu hatalı hareketini tekrar ederse, gizlice tekdir edilmeli, bunun zararları kendisine anlatılmalıdır. Sık sık tekdir ve tazirden de sakınmalıdır.  Çünkü bu hal, çocuğu söz dinlememeye ve kötülükleri yapmaya tahrik eder.’ … Yüksek not aldığında değil ders çalıştığında çocuğu övmek; sonuca değil sürece odaklanmak, başarıyı değil öğrenmeyi takdir etmek en doğrusudur. Niyetin amelden önce gelmesi gibi, gayrette başarıya tercih edilebilir. Eğitimin ABÇ’si, İdris Eren, syf 145



© 2018 I Arif Öztürk

Yorumlar

  1. Özgür Bolat'ın Beni Ödülle Cezalandırma kitabını da tavsiye ediyorum bu konuyu merak edenler için.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ödülün içsel motivasyon sağlamadığı konusunda ikna edici bir kitap.

      Sil
  2. Derslerim cok ii oldugu icin ödüllendirilirdim. Hatta 5. Sinifta babam cok istedigm vitesli bisikleti almisti (24 jant 😂)

    Bende daha cok calismak isterdim hep. Bence ödül kesinlikle kisinin azmini arttırıyor. Ancak tabiki iyi yönde ödüllrr olmalı. Ve illa maddi degil manevi ödlde olabilir. Olmalı hatta.

    Ben cezanında olması gerektigini düsnyorum. Ama önce bir kac kez uyarilmali. Ve dozunda ceza uygulanmalı. Korkutularak ürkütületek degl. Akıl gerektiren, düsündüren cezalar. Ay cok konustum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ödül de ceza da amacına uygun olmalı. Yoksa ikisinin de faydadan ziyade zararı oluyor.

      Sil
  3. Bence ikisi de yerine göre faydalı ve aşırısı zararlı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her şeyin fazlası zarar demiş atalarımız :)

      Sil
  4. ödülsüz de olmuyo cezasız da..🙂 galiba ödül ve ceza sisteminde asıl temel sorun herhalde "bunları verirken aşırıya kaçmak" olabilir.. "kişiselleştirme" olayı belki budan da kaynaklanabilir.. çok anlamlı bi post yazısı,emeğinize sağlık..🙂

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Önemli noktalardan birine değinmişsiniz. Ödül ve cezadan çok uygulama noktasındaki hatalar belirleyici oluyor.

      Sil
  5. Her ikisiz de yapamayanlardanım... Fakat ödülün özllikle çocuklarda maddi boyutta değil manevi boyutta olmasına inananlardanım. Tabi ki dozunda olmak kaydıyla ;)

    Mutlu haftalar...

    YanıtlaSil
  6. Ödül ve Ceza, Skinner'ın Edimsel Koşullanma kuralında geçiyor. Davranışçı yaklaşıma ben çok uzak olsam da bu şekilde yetiştirildiğimiz için onaylanma, ödül alma, en azından pekiştirilme ihtiyacı hissediyoruz. Sorunuza cevabım ise oldukça kısa Ne ödül ne de ceza..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Daha çok davranışçılarla biliniyor ödül ve ceza. Ancak eğitimde davranışçılardan önce de kullanılmış. Ne ödül ne ceza fikri de güzel :) Teşekkürler...

      Sil
  7. Oğluma bugüne kadar cezada verdim ama ödülle cezalandırma yapmadım. Ödül vermeye alışan çocuk yaptığı her eylemden sonra ödül beklentisine giriyor. Anne-babaların bunun bilincine varması da maalesef zaman alıyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maalesef, ödüle alışınca ödül araç olmaktan çıkıp amaç haline geliyor.

      Sil
  8. hayatta da ödül ve ceza var ama yetişme çağında motivasyonun bir ödül amaçlı gelişmesinden dolayı sürekli bir ödül beklentisi içine girmesi hoş bir durum değil. bu nedenle ilgi alanı bulabilmesinin önü kesiliyor ve bir süre sonra ödül kesildiğinde amaçsız kalmasına yol açıyor. Özgür bolat'ın ödülle cezalandırma kitabında ilginç deneyler var bu konuyla ilgili.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ödülsüz eğitimi savunanların dayanak noktası da bu. Teşekkür ederiz katkı için :)

      Sil
  9. Her iyilik yaptığında ödül vermek biraz hayvan eğitmeye benziyor açıkçası.Her yaptığı iyilikten sonra ödül bekler insan.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çocuklar iyilik yaptığında ödül vermek yerine yaptığının doğru ve güzel bir davranış olduğu gösterilmelidir.

      Sil
  10. İkisi de olmalı ama abartmadan.

    YanıtlaSil
  11. Bu konu çok uzun aslında ve bence çoğu zaman anne-babanın çocuğuyla kurduğu ilişkiye bağlı. Dürüst bir ilişki her şeyin temeli. Ödül de ceza da tek başına sürekli bir çözüm sunmaz. Sorumluluklarının farkında olmayan bir çocuğu ödülle teşvik etmek ne kadar doğru bir yaklaşım olur tartışılır. Aynı şekilde ceza da öyle. Yapılan araştırmalara göre yıllarca hapis yatmış birinin dışarı çıktığında tekrar suça karışma oranı çok yüksek. Bu konuda bir program izlemiştim ama şimdi buraya uzun uzun yazmayayım:)
    Yorumlarda Özgür Bolat`ın kitabını önermişler, ben bir sunumuna katılmıştım geçtiğimiz yıl. Anne-babanın farkında olmadan yaptığı o kadar çok hata var ki, iyilik olsun diye yapıldığı sanılan.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Temel nokta zaten burası: Çocuk-ebeveynler arasındaki ilişki kuvvetli olduğu zaman çocuğu iyi, doğruya yönlendirmek daha kolay oluyor. Katkı için teşekkürler :)

      Sil
  12. Ne kadar güzel şeyler okudum . Sonuca değil , sürece odaklanmak gerçekten çok çok doğru . Belki sonuç kötü olacak , başarı gelmeyecek ama süreçte destek görürse bir insan sonucu başarısız olsa da mutlu olur . Çabalamayı bırakmaz . Ödüller bence önemli ama çok çok olmamalı . Çocuk her şeyi ödül için yapmamalı . Cezayı da çok abartmamalı . Ben çok kuralcıl yaşayamıyorum . İlerde bir çocuğum olursa onu da çok kuralcı yetiştirmek istemiyorum . Yeri geldiğinde ödül , yeri geldiğinde ceza . :) Güzel bir yazıydı , elinize sağlık .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sonuç değil süreç vurgusu ile büyüyen çocuklar daha gayretli, azimli, mücadeleci ve çalışkan oluyorlar araştırmalara göre. Teşekkürler, yorumunuz için :)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Anadolu'nun Üç Şems'i

Kozalağın Hikayesi

Teknoloji Tembelleştirir mi?