Çocuklar Nasıl Yaramaz Olur?




‘Seni gidi yaramaz’, ‘Bizim çocuk çok yaramaz’ gibi söylemleri ne çok kullanıyoruz değil mi? Kimi zaman çocuğun tatlılığını, kimi zaman çocuğa olan sevgimizi, kimi zaman da çocuğumuzla ilgilenirken yorulduğumuzu ifade etmek için kullanıyoruz yaramaz kelimesini. Bu yazıda çocuk nasıl yaramaz olur? suali üzerine tartışmak istiyorum Söylemek istediklerime geçmeden önce yaramaz kelimesinin sözlükteki anlamına bakalım:

yaramaz    
sf. 1. Uygun ve yararlı olmayan, bir işe yaramayan. 2. Söz dinlemeyen, uslu durmayan, yasaklanan şeyleri yapmakta ayak direyen, haşarı (çocuk), uslu karşıtı: “Annesine bakabilmek için akşama kadar elliye yakın yaramazın kahrını çekiyordu.” -R. N. Güntekin. 3. Çapkın. (www.tdk.gov.tr)

Baktığımız zaman birinci anlamı olan ‘bir işe yaramamak’, kelimenin gerçek anlamını ifade ediyor. Kelime gerçek anlamı dışında bir yan anlam kazanmış ve ‘söz dinlemeyen, uslu durmayan, yasaklanan şeyleri yapmakta ayak direyen, haşarı çocuk’ anlamı ortaya çıkmış. Öyle ki, kelime gerçek anlamından ziyade yan anlamında kullanılıyor dersek yanlış olmaz.

Hiç düşündünüz mü? Yaramaz kelimesi gerçek anlamı olan ‘bir işe yaramayan’ anlamından ‘söz dinlemeyen, uslu durmayan’ anlamına nasıl geçiş yapmıştır? Komşunun söz dinlemez çocuğuna ‘seni gidi yaramaz’ derken, evde enerjisini atmaya çalışan çocuğunuza ‘gene ne yaramazlık peşindesin’ derken; kullandığınız yaramaz kelimesini hangi anlamda kullandığınızın farkında mısınız? Birinci anlamını kastederek mi kullanıyorsunuz, ikinci anlamını kastederek mi? Yahut anlamının farkında olmadan gelişigüzel kullandığınız bir kelime midir? Düşünelim.

Meseleye bir de çocuk cihetinden bakmak lazım. Hiç bir art niyet gözetmeden söylediğiniz kelime çocuk tarafından nasıl algılanıyor? Çocuk, kelimenin birinci anlamını mı, yoksa ikinci anlamını mı alıyor? Belki de anlamını bilmediği için muhatap olduğu kelimeyi anlamıyordur.
Yaramaz sıfatına muhatap olan çocukların -genelde- soyut işlemler dönemine gelmemiş(soyut işlemler dönemi hakkında bilgi için Bilişsel Gelişim Dönemleri) çocuklar olduğunu düşünecek olursak kelimenin birinci anlamını anlayacaklarını söyleyebiliriz. Zira soyut düşünme evresinden önce çocuklar somut düşünme eğilimi içerisindedirler. Basit düşünürler. Karmaşık ve soyut şeyleri anlamlandırmakta zorlanırlar. Mecaz anlamlı kelimeleri, deyimleri anlamakta zorlanırlar. Mesela ‘uslu durman(k)’ın (Çocuklar genelde uslu durmanın ne olduğunu bilmezler. Uslu dururken ne yapacaklarını, ne yapmaları gerektiğini kestiremezler.) ne olduğunu anlamlandırmayan çocuk yaramaz kelimesinden işe yaramayan anlamını çıkaracaktır. Basit düşüneceği için yarar-yaramaz ikileminde kelimeyi gerçek anlamı olan birinci anlamı ile algılayacaktır.

Burada bir problem ortaya çıkar mı? Büyüklerin sözünü dinlemediği için yaramaz olarak nitelenen bir çocuk, kendisini işe yaramayan biri olarak görür mü? Böyle bir ihtimal vardır: Çocuk kelimeyi birinci anlamında, yani ‘bir işe yaramama’ anlamında algılarsa kendini işe yaramaz biri olarak algılar. Bu durum özgüvenin düşmesine sebep olurken, yetişkinlerin yaramazlık olarak tanımladığı davranışları daha çok yapmasına yol açar. Çocuk, bir işe yaramamamın eksikliğini sürekli haşarılık yaparak kapatmaya çalışır.

İşe yaramadığını düşünen bir çocuğun halet-i ruhiyesi nasıl olur? 

Yaramaz’ kelimesine muhatap olmanın çocuğa kattıklarını ölçmek mümkün olmasa da kendine güvenini zedeleyebileceğini söylemiştik. Bu sebeple çocuk kendini kanıtlamaya, kendini göstermeye çalışabilir. Yaptığı aşırı hareketler bu düşüncesinin emaresi olabilir. Kendini gerçekleştirme hissiyatı artık hırs haline dönüşeceği için yaptığı şeylerde hata yapma ihtimali daha yüksek olacaktır. 
Son olarak ‘bir kişiye kırk defa deli dersen deli olur.’ atasözü muvacehesinde çocuğu sürekli yaramaz olarak etiketlemek çocuğun bilinçaltına tesir eder. Çocuk bilincinde yaptığı haşarılıklar için yaramaz denildiğini anlasa dahi bilinçaltında bir işe yaramadığı düşüncesi gelişir. Bilinçaltına farkında olmadan yerleşen bu düşünce büyüyerek çocuğu gerçekten bir işe yaramaz hale getirebilir. Bilinçaltında bir işe yaramadığı düşüncesi gelişen çocuğun bir şeyler yapabilmesi zorlaşacaktır.

Takipte Kalın! 

Yorumlar

  1. Çocukları anne baba tutumları çok etkiliyor...Faydalı yazı için tesekkurler

    YanıtlaSil
  2. bir çocuğun annesi ve babası tüm yoğunluklarına ve yorgunluklarına rağmen yeterince kaliteli zaman geçirip ilgilenebilirlerse ve çocuktur yapacak mantığıyla değil de çocuk olsa bile toplum kurallarını öğrenmeli çevresine ve bireylere zarar vermeden hareket etmesi gerektiğini bilmeli zaten ağaç yaşken eğilir mantığıyla davranırlarsa o çocuk kolay kolay yaramaz çocuk mertebesine yükselmeyecektir bence ...bir kız annesinin tecrübeleri ve gözlemleri...sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  3. Çok dikkat edilmesi gereken hususlar biz ebeveynler için. Çok teşekkür ederiz Arif Bey.

    YanıtlaSil
  4. Mükemmel bir yazı olmuş hocam 👍

    YanıtlaSil
  5. Bu güzel yazı için teşekkür ederim. Bilinçaltı çok mühim bir mesele...Selam ve Dua ile...

    YanıtlaSil
  6. Arif kardeşim, anlamının farkında olmadan gelişigüzel kullandığımız oldu. Sanırım çoklukla yaptık bunu. Ama hareketliliğine tepki verdik sanki. Aslında çok dikkat etmek lazım. Emeğine sağlık.

    YanıtlaSil
  7. çok önemli detaylar..en son paragrafdakiler,neler yapılması ve yapılmaması gerektiğinin bir özeti olmuş,emeğinize sağlık..✔😊

    YanıtlaSil
  8. Cocuklarda bizdekinden cok daha fazla enerji var. Bu enerjilerini atacak firsatlar yaratmak gerekir. Cocugu eve kapTip yaramaz demek yetmiyor 😊

    YanıtlaSil
  9. Çocukların yaramaz yada uslu olmaları biz anne ve babalardan kaynaklanıyor.
    Ama içlerindeki o müthiş enerjiyi de yaramazlıkla karıştıran çok aile var.

    YanıtlaSil
  10. iyidir yaramaz çocuuuk hihii :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Anadolu'nun Üç Şems'i

İlmi sima Nedir? Fizyonomi Nedir?

Kozalağın Hikayesi