Ana içeriğe atla

Bayramdan Sonra


'Nerede o eski bayramlar' diye sitem eden mahallenin büyükleri birer birer aramızdan ayrılırken bizler eski bayramlara özlem duymaya başlıyoruz. 'Nerede o eski bayramlar' galatının kulaklarımızdaki aksi dilimizde yeniden hayat buluyor. Bayram günleri yaklaştıkça artan heyecanımız bayram biterken yerini özleme bırakıyor. 

Eski bayramlara özlemi ilk olarak bayram namazı vaktinde hissediyorum. Son birkaç bayramda camiye bir başıma yöneliyorum. Yol arkadaşım ile gurbet ile vuslat arasında ayrı diyarlardayız. Halbuki evden çıktığım anda 'Hadi geç kalacağız.' diye karşıdan gelen sesi kulaklarımda tazeliğini koruyor.
Namaz sonrası bayram kahvaltısı buruk başlıyor. Komşulardan İsmail dayının, 'büyüksüz ev eksik olur' sözünü düşünürken büyüksüz ilk bayramın hüznü yüreklerime doluyor. Hakikaten eksik oluyormuş büyüksüz ev, özellikle de bayram günleri. Her bayram geleni gideni eksik olmayan, mahallelinin bayramlarda ilk adresi olan evimiz kocaman bir sessizliğin ortasında şimdi. Öyle ki, sokak bile sükuta boğulmuş gibi hissediyorum.
Burukluğumu bir yana bırakıp bayram tebriği için yola düşüyorum. Uzak yakın arkadaşlar, akrabalar, komşular... Bugün bayramlaşma günüdür. Adımlarımın gittiği evlerde şekerler eski zamanlara göre daha lüks, ikramlar daha fazla. Ancak şekerler eski sıcaklığını yitirmiş, ikramlar samimiyetten uzak. Belki de bana öyle geliyor. Bir de içimizi ısıtan çayların yerini meşrubat gurubu(kola, fanta, gazoz vs.) kapmış gibi. Esasen samimiyetin yokluğunu bu durumdan anlıyorum.
Uzaktaki eş, dost, akrabaya telefonlar ediyoruz, mesajlar gönderiyoruz. İyi dilek temennileriyle süslü kelimeler yüreğimizden süzülüp karşı tarafa ulaşıyor. 

Her neyse... Bir bayram daha geride kalırken, eski bayramlar daha güzeldi düşüncesinden kendini alamıyorum. Esasında eski bayramlar değil güzel olan. Bu cümlenin esası 'Eskiden daha güzeldi bayramlar.' şeklinde olmalı.  Bayramlarda değişen çok şey olmasa da zaman değiştikçe eski güzellikleri fark edemiyoruz.
Belki çocukluğumuzdan biraz daha uzaklaştığımız için, belki bayramlarda şekere doyduğumuz için eski bayramlar daha hoş geliyor bize. Her geçen gün hayat meşgalesi içine daha fazla dalarak çocukluğumuzun saflığını kaybettiğimiz için samimiyetini, dolayısıyla güzelliğini yitiriyor bayramlar.
Hasılı, sormak lazım okuyucuya; Bayram çocuklara mı güzel, yoksa çocukken mi güzeldi? 

Yorumlar

  1. Belki bana katılmayanlar ola bilir ama çoğu insan için bayramdan öncede, bayramda da, bayramdan sonra da aynı. Özellikle hayat bu kadar zorlaşmışken, insanların akraba-eş-dost ilişkisi azalmış, komşuluklar bitmeye yanaşmış, otobüs biletleri olsun ürünlerin fiyatları olsun artmış uçmuş gitmişken insanlar bir şey yapamıyor maalesef :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlişkilerin azalması bayramları da etkiliyor şüphesiz.

      Sil
  2. bayramlarda çocuk olabilsek keşke :)

    YanıtlaSil
  3. Çok güzel bir bayram yazısı olmuş hocam 👍

    YanıtlaSil
  4. Galiba bayram çocuklara daha güzel

    YanıtlaSil
  5. Bayram mutluluğu getirirken, biraz da geçmişten burukluk yaratmış gibi.

    YanıtlaSil
  6. Uzaktakileri arayan kaldı mı ki? Afilli bir görsel mesaj at Whatsapp'tan bitsin gitsin...

    YanıtlaSil
  7. hee insanın kendine göee bayramlaıın güzelligii oluu,kendi dönemine göree..bugünün çocularıı gelecekte de aynı şeyi sölüceklee; "'Eskiden daha güzeldi bayramlar.' diyee..😊

    YanıtlaSil
  8. ne güzel yazmışsınız, evet eskiden bayramlar ne güzeldi ve bence çocuklara güzel bayram:))

    YanıtlaSil
  9. Sevgi ve saygıyla ben de bayramınızı kutluyorum...Ama arkadaşlarıma katılıyorum keşke bayramdan bayrama çocuk olsak şeker toplasak ...

    YanıtlaSil
  10. Kaleminize sağlık ne güzel yazmışsınız. Maalesef o eski bayramlar yok artık

    YanıtlaSil
  11. "Büyüksüz ev eksik olur"
    Yazınızı, özellikle de bu alıntını yer aldığı bölümleri okuyunca benim de içimi bir burukluk kapladı. Büyüksüze bir bayram geçirdik, mesafelere yenildik.

    YanıtlaSil
  12. Ben bayramın çocukken güzel olduğunu düşünenlerdenim, bu nedenle her nesil ah eski bayramlar diyor ama farkında değil çoğu, çünkü küçüktüler :)

    YanıtlaSil
  13. Yine de ritüellere dikkat ediyorum ben.Gençken tatile giderdim,şimdi annemi mutlaka ziyaret ediyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gençler şu anda da tatile gitmeyi tercih ediyorlar sanırım.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Anadolu'nun Üç Şems'i

Şems güneş manasını ifade eden bir kelime. Arapça kökenli bir kelime.   Uzun zamandan beri kültür coğrafyamızda kullanılan isimlerimiz arasında yerini almış: Şems, Şemsi, Şemseddin vesaire. Şems ismi ile müsemma olan üç Şems var ki, bunlar tarih ve kültürümüzde yeni ufuklar açan şahsiyetler. Bu üç şahsiyetten Şems-i Tebrizi’yi Mevlana Celaleddin Rumi ile, Akşemseddin’i Sultan Fatih ile irtibatından biliriz. Fakat bir Şems daha vardır ki, O’nu bilenlerimizin sayısı azdır. Bu kişi Şemsi Sivasi Hazretleridir. Şu anda Sivas’ta medfun olup 4. Mehmed devrinde yaşadığı bilinmektedir. Bu yazıda Anadolu’nun üç Şems’i hakkında kısa bilgi verilecektir.   Şemsi Tebrizi Hazretleri Çoğumuzun Hz. Mevlana Celaleddin Rumi ile dostluğundan bildiği bir şahsiyet Şemsi Tebrizi hazretleri. Asıl ismi Mevlana Muhammed olan Şemsi Tebrizi hazretleri bugün İran hudutları içinde olan Tebriz’de dünyaya gelmiştir. Küçük yaşlardan itibaren din ilimlerinde gösterdiği kabiliyetle dikkat çekmiş,...

Dikkat! Derin Anlam İçerir

Yaklaşık iki senedir takip ettiğim bir facebook sayfası var: Pawel Kuczynski. Pawel Kuczynski bir çizer, bir sanatçı. Hicivsel çizimler yapıyor. Yaptığı çizimleri facebook sayfasında paylaşmaya devam ediyor. Sayfada birbirinden güzel, birbirinden anlamlı çizimler mevcut. Çizimlere hem hayran kalıyorum, hem de çizimler üzerinde derin derin düşünüyorum. Derin anlam içeren çizimler. Mükemmel tespitlere vesile olan bir gözlem yeteneği çizimlerde hissediliyor. Buyrun, çizimlere yakından bakın.

Yolgeçen Hanı Nerede?

Yolgeçen Hanı/Hasankeyf Günlük hayatta sürekli kullandığımız, anlamını tam anlamıyla bilmediğimiz/düşünmediğimiz bir tabir var: Yolgeçen hanı. Geleni gideni çok olan, sürekli misafiri olan yerler için kullandığımız bir tabir. Kimi zaman ‘ birader burası yol geçen hanı mı?’ şeklinde öfkemizi ifade ederken, kimi zaman ‘bizim mahallenin yolgeçen hanı burası, bu yoldan geçen buraya uğramadan gitmez’ şeklinde espirili bir dille kullandığımız tabir.  Anlamından dolayı kafelere, lokantalara özellikle de yol güzergahında bulunan tesislere verilen isimlerden biri.