Ana içeriğe atla

TavsiyeKitap: Sükut İşçisi(14)


İçinizi ısıtacak, sımsıcak hikayeler okumaya ne dersiniz? Cevabınız evet ise; bir çırpıda okuyacağınız hikayeleri, gönlünüzü şenlendirecek kahramanları ile Sükut İşçisi kitabı tam size göre. Kitap  'insan hikayedir' cümlesi ile başlıyor. Bu başlangıç ile de insanı hikayelerin içine çekiyor. Bazen masal tadında, bazen kıssa hissiyatı veren, bazen ise hayatın hakikatini gözler önüne seren hikayeler  var.

Arka kapaktaki, 'Atölyeyi saran mis gibi sükût kokusunun içinde, susulmuş hayallere dalardı bir süre. Sükûttan örülmüş seccadesini sererdi sonra. Okurdu sessizce. Zaman susar, yıldızlar susar, gece susardı. Neden sonra arka kapısı çalardı atölyenin. Ön kapı, söz kapısı ise arka kapı, sükût kapısı idi.' cümlesi okuyucuyu sükut ve sükun ile okumaya hazırlıyor. 

Kebikeç hikayesinde can alıcı bir soru, kitap okuma şevkini artırırken, Selim Öğretmen hikayesinde yaşadığımız kaypak devirde istikamet üzere olmanın meşakkatini görüyoruz. Kadr-ü Kıymet'te bir destansı hikaye ile gönlümüz mest olurken, Cevval Mehmed'de şöhretin afete ramak kalışına şahit oluyoruz.(Kitap okuyucu için güzelliği kaybetmesi diye detaya girmiyorum.)

Sükut İşçisi
Ahmet Pak
İnsan ve Hayat Kitaplığı
136 sayfa.

Takipte Kalın! 

Yorumlar

  1. Bu güzel tavsiye için teşekkür ederim. Not aldım:)

    YanıtlaSil
  2. Susmanın anlamı, derinliği , güzelliği hissediliyor sanki kitaptan.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sükutun güzelliği bazı hikayelerde işleniyor.

      Sil
  3. Kitap önerisi için teşekkürler

    YanıtlaSil
  4. ne hoşmuş içeriği. ahmet pak tanımıyom not aldıım :)

    YanıtlaSil
  5. Kısa hikayeli kitaplardan hoşlanmasamda, ismine ve kitap kapağına bayıldım :)

    YanıtlaSil
  6. Sükut İşçisi giriş cümlesi çok hoşuma gitti.... "İnsan hikayedir..." teşekkürler bu kitap içinde rafta yer ayrılmalı demektir :)

    YanıtlaSil
  7. Güzel bir kitap tavsiyesi olmuş, not aldım, teşekkürler:)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

İlmi sima Nedir? Fizyonomi Nedir?

Geçtiğimiz günlerde ilmi sima hakkında okumalar yaptığımı ifade etmiştim. İlmi sima nedir? Bu sorunun cevabını ve tarihsel sürecini mümkün olduğunca kısa bir şekilde izah etmeye çalıştım.  İlmi sima kısa tanımıyla vücut yapısından hareketle karakter analizi yapılmasını ifade eder. Vücut yapısı ve karakter arasında doğal bir irtibat olduğu inancı ile ortaya çıkan ilmi sima batıda ve bilimsel terminolojide fizyonomi, doğu terminolojisinde ise ilmi feraset, ilmi kıyafet gibi isimlerle bilinir. Bilimsel temelden yoksun olduğu eleştirileri yapılsa da özellikle istihbarat ve güvenlik, satı ve pazarlama alanlarında ilmi sima verilerinden faydalanılmaktadır. Filozoflar bu alana ilişkin açıklamalar yaparken, İslam âleminde bazı ulema ilmi sima bilgilerini kullanmışlardır. Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri Marifetname isimli kapsamlı eserinde ilmi sima konusuna da temas etmiştir: ‘Allah insanı en güzel şekilde süsleyip nurlandırmıştır. Bunun yani sıra, insanlari şekil ve ka...

Anadolu'nun Üç Şems'i

Şems güneş manasını ifade eden bir kelime. Arapça kökenli bir kelime.   Uzun zamandan beri kültür coğrafyamızda kullanılan isimlerimiz arasında yerini almış: Şems, Şemsi, Şemseddin vesaire. Şems ismi ile müsemma olan üç Şems var ki, bunlar tarih ve kültürümüzde yeni ufuklar açan şahsiyetler. Bu üç şahsiyetten Şems-i Tebrizi’yi Mevlana Celaleddin Rumi ile, Akşemseddin’i Sultan Fatih ile irtibatından biliriz. Fakat bir Şems daha vardır ki, O’nu bilenlerimizin sayısı azdır. Bu kişi Şemsi Sivasi Hazretleridir. Şu anda Sivas’ta medfun olup 4. Mehmed devrinde yaşadığı bilinmektedir. Bu yazıda Anadolu’nun üç Şems’i hakkında kısa bilgi verilecektir.   Şemsi Tebrizi Hazretleri Çoğumuzun Hz. Mevlana Celaleddin Rumi ile dostluğundan bildiği bir şahsiyet Şemsi Tebrizi hazretleri. Asıl ismi Mevlana Muhammed olan Şemsi Tebrizi hazretleri bugün İran hudutları içinde olan Tebriz’de dünyaya gelmiştir. Küçük yaşlardan itibaren din ilimlerinde gösterdiği kabiliyetle dikkat çekmiş,...

Yolgeçen Hanı Nerede?

Yolgeçen Hanı/Hasankeyf Günlük hayatta sürekli kullandığımız, anlamını tam anlamıyla bilmediğimiz/düşünmediğimiz bir tabir var: Yolgeçen hanı. Geleni gideni çok olan, sürekli misafiri olan yerler için kullandığımız bir tabir. Kimi zaman ‘ birader burası yol geçen hanı mı?’ şeklinde öfkemizi ifade ederken, kimi zaman ‘bizim mahallenin yolgeçen hanı burası, bu yoldan geçen buraya uğramadan gitmez’ şeklinde espirili bir dille kullandığımız tabir.  Anlamından dolayı kafelere, lokantalara özellikle de yol güzergahında bulunan tesislere verilen isimlerden biri.