Kayıtlar

2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

2016'da Okuduğum En İyi 10 Kitap

Resim
2016'nın son günlerindeyiz. İnsanlar bir yandan geçen senenin muhasebesini yaparken bir yandan gelecek sene için hedefler, hayaller belirliyor. Böyle bir hengamede, kendimce 2016 senesinin muhasebesini yaparken kitaplar da yerini aldı listemde. Kitap, en iyi dostlarımdan. Kitap okumak en büyük meşguliyetlerimden. 2016 senesinde okuduğum kitaplar arasından en etkili ve faideli olduğunu düşündüğüm 10 kitabı bloğuma taşıdım.

Düş'lenecek Zamanlar

Resim
Ömürden bir seneyi daha geride bırakmaya yaklaştığımız şu günlerde, zemheri ayazıyla kavrulurken yanaklarımız, bacalardan tüten dumanlara karışıyor ‘ah’larımız… Hayal ile hatıralar arasında, soğuk Kars gecelerine hapsolan düşüncelerimiz, sessizliğe meydan okurcasına haykırıyor yüreğimize. Sokaklar tipiye mahkum, şehir bembeyaz örtülerle sarılı.

Amak-ı Hayal - Filibeli Ahmed Hilmi I KitapYorum(4)

Resim
Şu sıralar Filibeli Ahmet Hilmi’nin Amak-ı Hayal’ini okuyorum. Henüz sonuna ulaşamamış olmama rağmen oldukça etkilendiğimi söylemeliyim. Amak-ı Hayal, Hayalin Derinlikleri anlamına geliyor. Kitapta olaylar, Raci’nin hayal aleminde gerçekleşen olaylar çerçevesinde ilerliyor. Kitabın iki karakteri Raci ve Aynalı. Aynalı Raci’ye hocalık yapar vaziyette. Aynalı’nın mekanında buluşup, kahve eşliğinde sohbet ederken, Aynalı ney çalmaya başlar. Raci’nin hayalleri Aynalı’nın ney çaldığı süre içinde gerçekleşir.  Kitabı daha iyi anlamak ve analiz edebilmek için temel tasavvuf bilgisinin, İran, Hint, Uzakdoğu ve Yunan mitolojisinin bilinmesi faydalı olacaktır.  Kitabın her cümlesi başlı başına bir değerlendirme konusu. İnsanı derin düşüncelere sevk ediyor. Bu yüzden kitabın genel değerlendirmesini yapmak uzun sürecektir. sayfalara sığmayacaktır. O yüzden sadece diğer bölümlere oranla daha fazla dikkatimi çeken kısımlar hakkında düşüncelerimi yazacağım. - Raci, Aynalı’nın mekanınd

Başarının Giden Yolda İlk Adım: Kendini Bilmek

Resim
İlim ilim ilmektir İlim kendin bilmektir Sen kendini bilmezsin Ya nice okumaktır.

Öğrenilmiş Çaresizlikten Öğrenilmiş İyimserliğe

Resim
Psikoloji ve eğitimde çok konuşulan konular vardır. Bunlardan bir tanesi de öğrenilmiş çaresizlik. Üzerinden deneyler yapılan, makaleler yazılan bir konu. Kısaca tanımlayacak olursak, öğrenilmiş çaresizlik, başarısızlıkla neticelenen girişimlerden sonra başarmaya olan inancın kaybolması, basit amaçlarda bile başarısızlık tedirginliğiyle girişimde bulunmama hali olarak ifade edilebilir. Öğrenilmiş çaresizlik durumu insanın hayatını bir çok açıdan olumsuz yönde etkiler. Ancak bu yazımda öğrenilmiş çaresizlikten çok bahsetmeyeceğim. Bir bakıma öğrenilmiş çaresizliğin karşılığı olabilecek öğrenilmiş iyimserlikten bahsedeceğim. 

2017'ye Doğru Hayaller, Dilekler ve Hedefler #Mim

Resim
Bir senenin daha sonuna yaklaştığımız şu günlerde blogger arkadaşlarımız bir mim başlamış. Daha Mutlu Yaşam blogunun yazarı, Yurdagül Çelik bu mimde beni mimlemiş. Kendisine çok teşekkür ediyorum. Mim yazısını buradan okuyabilirsiniz. İşte Sorular 😉👇👇  Kimse mükemmel değildir ama yine de eksikleri düzeltmek mümkün. Huylu huyundan geçmez mi dersin? Yoksa şu huyumu değiştirsem hiç fena olmaz mı? Nedir o huyun? 2017 için kendinde değiştirmek istediklerin neler?.  Mutlaka kimse mükemmel değildir. Hepimin iyi-kötü, zayıf-güçlü yanları var. Bazılarını değiştirmek mümkün olmazken bazıları biraz gayret ile değişebilecek şeyler. Kendimle alakalı değiştirmek istediklerim çok az oluyor; şöyle ki, her geçen günle beraber bazı huylarımın kendiliğinden ve ben farkında olmadan değiştiğini hissediyorum. Zamanın getirmiş olduğu tecrübeler bazı huylarımı otomatik olarak değiştiriyor. 2017 senesi için düşünecek olursam, son zamanlarda biraz atalet içerisindeyim. Bu tembellik ve atale

Dikkat Dağınıklığı Olanlara Tavsiyeler

Resim
Günümüz insanlarının yakındığı hususlardan biri, dikkat dağınıklığı. Kime sorsak, 'dikkatim çabuk dağılıyor, bir işe başlıyorum ama dikkatimi uzun süre veremiyorum' gibi cümleler duyuyoruz. Dikkat dağınıklığının bir çok sebebi var; yapılan çalışmalar yediğimiz gıdalardan, soluduğumuz havaya kadar bir çok faktörün dikkat üzerinde etkisi olduğunu gösteriyor. Ve öyle ki, dikkatimizi olumsuz etkileyen bazı şeyleri hayatımızdan atmamız mümkün değil. Bu yazımda dikkat dağınıklığını azaltabilecek bazı zihinsel egzersizler üzerinde duracağım. Düzenli olarak kitap okumak: Düzenli olarak kitap okumak dikkat süresini artıracaktır. Okuma yaparken önemli yerlerin altını çizme, göz gezdirme gibi yöntemler kullanılabilir. Sesli okumalar yapmak: Günlük olarak yapılan yüksek sesle kitap okuma egzersizleri dikkat süresini artıracaktır. Aynı zamanda hafızayı da kuvvetlendirir. Alakasız kelime ezberleri yapmak: Birbiriyle alakalı olmayan kelime ezberleri yapmak dikkat süresinin artmasın

Kırk Yıllık Kani, Olur mu Yani?

Resim
Bugün hepimizin çokça duyduğu, kullandığı bir sözün hikayesini anlatacağım.  Hepimizin bu kadar da olmaz, uzun  zamandan beri bu şekilde devam ederken birden değişmez, manalarında kullandığımız sözlerden biri:                                                         ‘Kırk yıllık Kani, olur mu Yani?’ Söz Osmanlı Döneminde yaşayan şair, edib ve katip Tokatlı Ebubekir Kani Efendi’ye aittir. Ebubekir Kani Efendi Tokat'ta şiirle iştigal ederken, devrin yöneticilerinden birinin şiirlerini görmesi ve beğenmesi üzerine İstanbul'a gelir. Sonrasında Ebubekir Kani Efendi çeşitli şehirlerde katiplik vazifesi yapar. Muhtelif şehirlerden sonra vazifesini ifa etmek üzere Bükreş'e tayin olunur. Gene katiplik vazifesi için. Ebubekir Kani Efendi burada bir Rum kızına sevdalanır. Kız hristiyandır ve şehrin önde gelen hristiyan ailelerinden birine mensuptur. Ebubekir Kani Edendi, aşkından işini yapamaz hale gelir, günlük meşgalelerini unutur. Gel zaman git zaman Kani Efendi, kı

Kars Any Harabeleri

Resim
Malazgirt zaferinin Anadolunun kapılarını Türklere açtığını hepimiz biliriz. Ancak Malazgirt öncesinde Alpaslan'ın Ermeni krallığının başkenti olan Ani kentini fethettiğini çok fazla bilmeyiz. Any şehri Ermenistan'a başkentlik yapan, ticaret yolları üzerinde bulunan 100.000'in üzerinde insanın yaşadığı bir şehirdir o zamanlar. Alpaslan'ın fethinden sonra şehir İslamlaşmaya başlamış Anadolunun fethi için bir dönüm noktası olmuştur. Günümüzde harabe vaziyette bulunan Any, Any Antik Kenti yada Any Harabeleri olarak anılmaktadır.

Ey Gafil İnsan

Resim
Her maddede ruh, her maddede can  Her madde Allah' ı an ı yor her an  Gönül gözü ile bakmı yorsa can  Nas ıl görürsün ki ey gafil insan? Huzuru her zaman kendinde ara  Bedene ruh veren rabbinde ara  Dikmi şsin gözünü çok uz aklara  Nas ı l bulursun ki ey gafil insan? Dokuz ay karn ı nda ta şı yan anan  Hem can olmu ş sana hem de canan  Takdir etmedikçe rahmeti, Rahman  Nas ı l ya ş ars ı n ki, ey gafil insan? Yükselmişsin ama en son rütbeye  Bilmezsin yolculuk nerden nereye  Evrende kurulu bu nizam niye  Nas ıl düşünmezsin ey gafil insan? Soruyor ya Veysel, o büyük üstad:  Dünyaya gelmende ne idi maksad  Bilmiyorsan e ğ er ahreti vuslat  Nas ıl görü rs ü n ki ey gafil insan? San ı rs ın galiba ölüm çok uzak  Hepimizin sonu ölüm olacak  Tecelli edince kaderi mutlak  Her şeyi görürsün ey gafil insan? Kula kulluk etmek, en büyük hata  Kuldan medet ummak en büyük hata  Kulsun, kullu ğ unu bilmemek hata  Nas ı l

Aynalar Koridorunda Aşk - Mustafa Ulusoy l KitapYorum(3)

Resim
İz bırakan kitaplar listemde bu kez Mustafa Ulusoy’un Aynalar Koridorunda Aşk adlı romanı var. Aynalar Koridorunda Aşk, üniversitede bir hocamın tavsiyesiyle edindiğim, üzerinde düşünerek iki defa okuduğum etkileyici bir kitap.  Günlük hayata dair meşgalelerimizi, insanlardan beklentilerimizi, hepimizin yaşadığı duyguları farklı açılardan ele almış yazar. İnsanlara ilişikin gözlemlerini ustalıkla kaleme dökmüş ve sevme/sevilme duygularını düşündüren ve sorgulayan bir dille ifade etmiş. Aşk insanın kalbini doldurmaya yeter mi? sualine cevap olabilecek nitelikte olaylar, duygusal karmaşalarımız hakkında kendimizi sorgulamamıza yol açıyor:                       Gerçekten seviyor muyuz?           Sevilmek için mi seviyoruz?           Sevdiğimiz için mi seviliyoruz?           Aşk bizim için ne anlam ifade ediyor? Kitaptan Alıntılar: Aşk başkasının dünyasında var olmaktır. Var olanın varlığını hissetmeyince yokluktan farkı kalmıyordu. Yıldızlar gece çıkıyor. Yı

Öğrenmek İçin Fırsatlar Oluşturun!

Resim
Çocuğundan büyüğüne, yaşlısından gencine hepimizin duyduğu bir söz var: Öğrenmenin yaşı yoktur. İnsan henüz bebek olduğu günlerde nefes alıp vermeyi öğrenir, biraz büyür emekleyip yürümeyi öğrenir, ilkokula başlar okumayı öğrenir, sonrasında öğrenmeyi öğrenir(yada öğrenemez). Bebeklik çağında başlayan öğrenme insanın ölümüne kadar devamlılığını sürdürür. Ve insan öğrendiklerini hayatın çeşitli merhalelerinde kullanmaya başlar. Öğrenmenin yaşı olmadığı gibi zamanı ve mekanı da yoktur. Her zaman ve mekanda öğrenme mümkündür. Yeter ki insanda öğrenme isteği olsun. Öğrenmek isteyen insan sabah servisle işe yada okula giderken on tane kelimenin ingilizce karşılığını öğrenebilir. Bir tenefüs esnasında sevdiği şairin bir şiirini daha öğrenebilir. Bir arkadaşla sohbet ederken tebessümün gönül kapılarını açtığını öğrenebilir. Öğrenmek için yeterli zaman yada uygun mekan diye bir durum söz konusu değildir. Öğrenmede aslolan istektir. İstek ve samimiyet. Birçoğumuz öğrenmenin zaman

Dini ve Tecrübi Bilgiler Işığında Unutma Sebepleri

Resim
İslam inancında unutmanın en önemli sebebinin günah işlemek olduğu, Kur’an-ı Kerim okumak, namaz kılmak gibi dini vecibeleri yerine getirmenin unutmayı azalttığı vurgulanmaktadır.

Ne Oldu Biz'e

Resim
Bizi biz yapan değerlerden ve onların süratli bir şekilde yok oluşa doğru geçtiğinden dem vururuz ya sürekli... Bizi biz yapan değerlerin ne olduğunun farkında bile değilken, yaptığımız fiil ve eylemlerle bu değerlerimizi yıkıma doğru sürüklediğimizden haberdar bile olmadan şikâyet eder dururuz her birimiz. Bu şikâyeti yaparken hepimiz de biliriz aslın da; aramızda ayrılıklar olduğunu, ‘BİZ’ olmaktan çoktan uzaklaştığımızı, ‘Ben, Sen...’ ayrılıklarının başladığını... Ve öyle ki hepimiz biliriz; farklı mekânlarda yaşayıp aynı düşleri kuran, aynı hayallerde birleşen ve aynı şeyler için dua eden ecdadın; aynı ortamlarda farklı dünyaları yaşayan, farklı hayallerin peşinde koşan torunları olduğumuzu. Bizi ‘Biz’ yapan değerlerin süratle yok olduğu, birçoğunun çoktan unutulduğu yüreklerimizi acıtsa da kaçınılmaz bir gerçektir. Materyalizm ve bireycilik anlayışının dor uk noktasına ulaştığı günümüzde herkes kendi halinde yaşam sürmekte, herkes kendi derdinin dermanı peşinde koşmakta

Yorgun Yüreğim

Resim
Kara sevda döküldü başımdan aşağı Birikti altında ayaklarımın. Ayaklarım Çakılı kaldı olduğu yerde. Prangalar vurulmuş gibi Kocaman çiviler çakılmış gibi. Ellerim, çaresizliğin vehminde Titredikçe titredi Durduramadım. Feri tükenmiş dizlerim Hükmümden rızasını çekip İsyan türküleri fısıldayan düşüncelerime  Ortak olunca Oldu her ne olduysa Fersiz dizlerime hükmüm geçmedi Adım atamadım Dizlerime kadar çıkan bataklığını içinde Çırpındıkça battım.  Battıkça çırpındım. Ayaklarım, ellerim Derken Bütün bedenim… Yüreğime ölüm sükutu doldu göz pınarlarımdan Dingin akan bir derenin hışmı Ortalığı kasıp kavuran rüzgarın sükutu Hepsi yüreğimde Yorgun yüreğim.

Her Gün Huzursuzluğumuz Biraz Daha Artıyor.

Resim
Hepimizin şikayetçi olduğu hususlardan biri: huzursuzluk. İçimde bir sıkıntı var ama ne olduğunu bilemiyorum? diyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Sebebini bilemediğimiz huzursuzluklar, sebepsiz sıkıntılar ahvalimize tesir ediyor. Belki endişe çağında yaşamanın huzursuzluğuyla karşı karşıyayız. Belki de Sadi Şirazi’nin(1) dediği gibi endişe insanın vazgeçilmez bir parçası. Bu yüzden huzursuzluğumuz fazla, bilemiyorum. Hayatımızdaki değişikliklerin, topraktan betona doğru kayan yaşam alanımızın, samimi ilişkilerden resmi ilişkilere geçişin.. Bir çok amilin neticesi olabilir huzursuzluğumuz? Kendinizi sebepsiz sıkıntılardan ve huzursuzluktan muzdarip hissediyorsanız, kendinizi sorgulamanızın vakti gelmiş demektir:

Dikkat Mankurtlaşıyoruz!

Resim
Mankurt, Kırgız ve Türk destanlarında anlatılan eski bir işkence yönteminin adıdır. Orta Asya halkları tarafından yaygın olarak kullanılsa da, özellikle Çinlilerin yakaladıkları Türk gençlerini akılsızlaştırma, hafızalarını silme ve bu vesile ile özgür köle olmalarını sağlamak için kullandıkları bir işkence yöntemidir*.

Hayallerim #Mim

Resim
Herkese Merhaba, yazılarım arasında kendimden bahsettiğim yazılar yok denecek kadar az. Ve bu benim ilk mimim olacak. Beni mimleyen Samet Tutal kardeşime çok teşekkür ederim. Gelelim soruları cevaplamaya… Buyrun… 1. Hayal kurmaktan hoşlandığınız bir yer ya da zaman dilimi var mı? 

Bir Fotoğraf, Bir Fotoğraftan Ötedir Bazen

Resim
Hiç düşündünüz mü?  Bir fotoğraf ne kadar uzağa götürebilir insanı?  Ne kadar acıtabilir yüreğini insanın.  Ya da insan, bir fotoğraf karesine takılıp yüreğine doldurabilir mi hüznü? Facebook ekranımda bir anda karşıma çıkan bir fotoğraf.  Afrika’ya alakasını ve yardım gayretlerini bildiğim bir dernek yüklemiş. Oyun oynayan çocuklar mı?…  Hayal kuran çocuklar mı?  Her şeye rağmen gülücükler saçan çocuklar mı?  Her şeye rağmen hayata tutunmaya çalışan çocuklar mı?  Hangisi tanımlar karedeki çocukları?  Hepsi mi, hiç biri mi? Bilinmez... En son ne zaman oyun oynadınız?  Oyununuz hayallerinizi barındırıyor muydu içinde?  Ya da acılarınızı, yokluklarınızı, hayatınızı?…  Bir fotoğraf, bir fotoğraftan ötedir bazen. Acıyı, sevgiyi, özlemi, hayali; kısaca hayatı taşır içinde.  Hayatın acınası yüzünü, umudun yaşatma gücünü, ışıldayan gözlerin tebessümünü anlatan bir fotoğraf.  Yalın ayak, suya hasret, umuda tutsak hayaller var ötelerde.  Hiç d

Neden Unuturuz? Unutmanın Sebepleri Nelerdir?

Resim
1) Neleri Unuturuz? Neleri Unutmayız? Neden Unuturuz? başlıklı yazıyı okumak için tıklayın ... 2) Dini ve Tecrübi Bilgiler Işığında Unutma Sebepleri. Okumak için tıklayın .

Akşamdan Sabaha Bir Umuttur Yaşamak

Resim
Bu kaçıncı gece oldu sevdasız. Saymadım. Sayamadım. Yalnızlığın girdabında zaman akıp gidiyor; geceler gündüzlerle, sabahlar akşamlarla yer değişiyor. Ortamın boğucu havasına eşlik eden muhabbetler, pencereleri döven rüzgar, uzaklardan izlediğim deniz... Denizden ötelere doğru süzülen ışıklar, kara bulutlarla kaplı gökyüzü... Ve, ikisi arasında hapsolmuş hayallerim. *** Bir asır uzunluğundaki dakikalarda, bir çırpıda tükenen günlerde geride kaldı. Rüzgar yağmur damlalarını etrafa dağıtmaya başladı. Birdenbire soğudu havalar. Vücudumu soğuk soğuk okşayan yağmur suları yürek yangınlarıma tesir etmiyor. Bedenim soğuk, yüreğim yangın yeri.                                                                         *** Geceden sabaha geçişin alaca karanlığındayım. Sislerin arasından ışıklar süzülüyor, şehrin ışıkları. Sisleri öteye taşımaya çalışan rüzgar, ağaçları sallarken meydanda bayraklar dalgalanıyor. Arif Nihat Asya’nın bahsettiği rüzgarı bulmuşçasına coşkulu ve nazlı dalgal

Hayat Bulmak Bir Yudum Çayda

Resim
Çayla başladı sevdamı z  Çayla büyüdü sonra  Bir bardak çayımız,  Bir tutam şekerimiz  Oldu mu? Bizimdi bütün dünya  Bizimdi mutluluklar... Yudumlarımı za bazen, Mutluluk eşlik etti.a Bazen acımızı katık ettik yanı na...  Ya da sessiz sedası z Dal ıp da uzaklara... Sustuğumuz anlar da, Çay kaşığı ritminde Coştu hayallerimiz... Bir nağme ezgisinde  Vurdukça çay kaşığı  Kıyısına bardağın...  İç inden buhar buhar  Göklere yükselen huzur  Bize de geçiverir Belini sarınca bardağın Muhabbetin tadı başka,  Çayın tadı bambaşka  İ kisi bir arada Huzurun tadı başka... 

Mutlululuğun Üç Formülü

Resim
Daha önce psikolojimizi olumlu etkileyecek faktörleri sıralamıştım. Şimdi mutluluk üzerine yazıyorum. Buyrun...

Neleri Unuturuz? Neleri Unutmayız? Neden Unuturuz?

Resim
Unutmanın Sebepleri Nelerdir? Unutmaya Yol Açan Bilişsel ve Fizyolojik Sebepler Nelerdir? Öğrenmek için tıklayın. Dini ve Tecrübi Bilgiler Işığında Unutma Sebepleri için tıklayın .

Nedir İnsan Dediğimiz?

Resim
İnsan nedir? sorusu bilinen ilkçağlardan itibaren sorulagelmiş, çeşitli şekillerde cevaplandırılmış. Kimisi insan hayvandır derken, kimisi kainatın efendisi demiş; kimisi insan kötüdür derken, kimisi insan iyidir ve eşrefi mahlukattır demiş. İnsanın ne olduğuna dair tanımlamalar asırlar boyu devam etmiş, halen devam ediyor. 

Yolgeçen Hanı Nerede?

Resim
Yolgeçen Hanı/Hasankeyf Günlük hayatta sürekli kullandığımız, anlamını tam anlamıyla bilmediğimiz/düşünmediğimiz bir tabir var: Yolgeçen hanı. Geleni gideni çok olan, sürekli misafiri olan yerler için kullandığımız bir tabir. Kimi zaman ‘ birader burası yol geçen hanı mı?’ şeklinde öfkemizi ifade ederken, kimi zaman ‘bizim mahallenin yolgeçen hanı burası, bu yoldan geçen buraya uğramadan gitmez’ şeklinde espirili bir dille kullandığımız tabir.  Anlamından dolayı kafelere, lokantalara özellikle de yol güzergahında bulunan tesislere verilen isimlerden biri.

Mağaralar Şehri Hasankeyf Sular Altında Kalıyor!

Resim
Tarihi ve doğal güzellikleriyle cenneti andırır Türkiyemiz. Doğu-Batı, kuzey-güneyi ile tarihi yapıların, doğal güzelliklerin, kültürün binbir çeşidini içinde barındırır. Batman'ın Hasankeyf ilçesi bu güzelliklerden sadece bir tanesi: tarihi ve doğal güzelliğiyle, kendine has kültürüyle.  Mağara Ev Hasankeyf Batman'a 40 km uzaklıkta, nüfus bakımından küçük fakat muhteva itibariyle hayli geniş yelpazesi olan minik bir ilçe. Tarihi çok eski çağlara uzanıyor. Öyle ki antik dönemlere kadara uzanan bir geçmişe sahip olduğunu gösteren kazı çalışmaları mevcut. Dicle Nehri üzerinde olması önemli bir yerleşim merkezi olmasını sağlamış. Bu öneminden dolayı çeşitli devletlerin kuşatmalarına maruz kalmış, çeşitli devletlerin himayesi altına girmiş. Bu devletler sırasıyla Bizans(Roma), Sasaniler, Hz. Ömer Dönemi Müslümanlar, Emeviler, Abbasiler, Hamdaniler, Mervaniler, Artuklular, Eyyubiler, Moğollar, Akkoyunlular, Safeviler, Osmanlılar ve nihayet Türkiye Cumhuriyeti(1). Bu kada

Psikolojimizi Olumlu Etkileyecek 7 Altın Kural

Resim
İnsan hayatı boyunca, hayatının her aşamasında çeşitli zorluklarla, problemlerle karşılaşır.  Bu problemlerin bazılarına hayatın doğal akışınca çözüm bulabilirken, bazılarına çözüm bulmak kolay olmayabilir. Karşılaştığımız zorluklar karşısında verdiğimiz tepkiler psikolojik sağlığımızı etkiler. Zor bir durumla karşılaştığımızda azim ve mücadele içinde olmak yada tembellik ve pes etmek psikolojik durumumuzu etkiler. Birinci durumda zorluğun üstesinden gelsek de gelemesek de kendimizi daha huzurlu hissederiz. Çünkü elimizden gelenin en iyisini yapmışızdır. İkinci durumda ise huzursuzluk ve kendini suçlama hislerine kapılırız. Zorluğu aşmak için mücadele etmediğimizden içten içe kendimizi suçlar, huzursuz oluruz.

Siddhartha - Hermann Hesse I KitapYorum(2)

Resim
S eneler evvel hayretle, tefekkür ederek, bazı cümleleri baştan alarak okuduğum bir kitap: Siddhartha. İnsanın kendini bulmasında etkili olduğunu düşündüğüm kitabı bugünlerde tekrar okudum. Gene hayretle ve derin düşünceler içerisinde. Bazı cümleleri tekrar tekrar okudum, bazılarını uzun uzun düşündüm. Bazılarının altını çizdim. Altını çizdiğim cümlelerin bazılarını burada paylaşıyorum. Kendini arama yolculuğunda bir insanın hayatı üzerine kurgulanmış kitapta her kelime, her cümle bir bilgenin ağzından dökülmüş gibi duruyor, burada sadece bazı cümlelere yer verebiliyorum.

Mahallenin Çocukları

Resim
Güne ş li bir bahar ikindisinde sokak ortasında top oynayan çocuklara ili ş ti gözüm. Bahar yelleri tatlı tatlı yüzümü ok ş amadayken çocukları görebilece ğ im bir noktaya geçip oturdum, kaldırım üzerine. Kom ş uluk kültürünün varlı ğ ını devam ettirdi ğ i, herkesin birbirini tanıdı ğ ı mahallemizde yün çırpıyor mahallemizin kadınları, soka ğ ın öbür ucunda. Tüm benli ğ imle çocuklara odaklanmı ş ım. Hatıralar mı sürükledi beni çocukları izlemeye, çocukluk günlerime duydu ğ um özlem mi bilemiyorum. Dertsiz- tasasız, gamsız oyunlar oynadı ğ ım günler çok uzaklarda ş imdi. Hepsi de hayallerden ve hazin hatıralardan ibaret. Enerji yüklü vücutlarıyla bir o yana bir bu yana ko ş up durmada çocuklar. Saf ve temiz yüreklerini ta ş ıdıkları bedenlerinde yorgunluk emareleri, ş akaklarında ter damlaları... co ş kuyla top ko ş turmaya devam etmedeler. Yoldan gelip-geçen arabalar homurdanmalarına yol açsa da, ‘ Gol’ diye ba ğ ırdıkları vakit co ş kuyla haykırıyorlar: homurdanmalarında